We arrived here at six yesterday evening.
- Buraya dün akşam altıda geldik.
The bus arrived ten minutes late.
- Otobüs, on dakika geç geldi.
I came to Japan from China.
- Çin'den Japonya'ya geldim.
What came first? The egg or the hen?
- Hangisi ilk olarak geldi? Yumurta mı yoksa tavuk mu?
Do you want to come with us?
- Bizimle gelmek ister misiniz?
Can you come at nine?
- Dokuzda gelebilir misin?
Did you come from a musical family?
- Müziksever bir aileden mi geldin?
This smell might come from the oven!
- Bu koku fırından gelebilir!
She is coming from England.
- O İngiltere'den geliyor.
Christmas is coming soon.
- Yakında Noel geliyor.
These flowers come from Holland.
- Bu çiçekler Hollanda’dan geliyor.
Next time I come, I'll bring you some flowers.
- Bir daha ki gelişimde, sana bazı çiçekler getireceğim.
Tom saçına jöle çaldı.
- Tom put gel in his hair.
O, saçına jöle sürer.
- Tom puts gel in his hair.
Pelte limonlu ve portakallı olarak yapılabilen içine taze meyve katıldığında ise tadına doyum olmayan tatlıdır.
Ben jelatin kullanmadan panna cotta yaparım.
- I make panna cotta without using gelatin.