gegenwärtig

listen to the pronunciation of gegenwärtig
Englisch - Türkisch

Definition von gegenwärtig im Englisch Türkisch wörterbuch

actual
gerçek

Para gerçekten ödenildi mi? - Was the money actually paid?

Tom Mary için çalışmayı gerçekten sevdiğini anladı. - Tom found that he actually liked working for Mary.

actual
{s} fiili
actual
{s} aktüel
actual
asıl
actual
{s} güncel
actual
{s} mevcut
actual
{s} şimdiki
actual
doğru

Seninle benim aramdaki fark benim aslında doğru olanı yapmaya çalışmakla ilgileniyorum olmam. - The difference between you and me is that I'm actually interested in trying to do what is right.

Bunun doğru olduğunu gerçekten düşünüyor musun? - Do you actually think that's true?

actual
aslı

O genç görünüyor, ama o aslında senden daha yaşlıdır. - She looks young, but she's actually older than you are.

İster inanın ister inanmayın, ben aslında resim çizebilirim. - Believe it or not, I can actually draw.

actual
eylemsel
actual
asli
actual
hakiki
at present
şu anda

Şu anda her şey iyi gidiyor. - Everything is going well at present.

Onlar şu anda İngiltere'de büyük bir şirket için çalışıyorlar. - At present they are working for a big company in England.

at present
halihazırda

Halihazırda, okulumuzda 1600 öğrenci var. - At present, we have 1,600 students at our school.

Deutsch - Englisch
in recent memory
currently
presently
these days
current
at the present moment
actual
present
at present
gegenwartig
at present
Gegenwärtig sind wir nicht in der Lage, …
At the moment we are not able to …
Die Universitäten sehen sich gegenwärtig strukturellen Reformen ausgesetzt, die
The universities are currently faced with structural reforms that are significantly changing their organisational environment