Tom büyülenmiş gibi görünüyordu.
- Tom seemed to be fascinated.
Tom Mary'nin hikayesinden büyülenmişti.
- Tom was fascinated by Mary's story.
Tom kelepçeli olmayacak.
- Tom won't be handcuffed.
Tom kelepçeli olacak.
- Tom will be handcuffed.
Biz onun sesinden büyülendik.
- We were fascinated by her voice.
Onun güzelliği tarafından büyülendim.
- I was fascinated by her beauty.
Tom son gözlemeye uzandı ama onu önce Mary kaptı.
- Tom reached for the last donut, but Mary grabbed it first.
O kız kardeşinden çikolatasını kaptı.
- He grabbed the chocolate away from his sister.