gecikmeksizin

listen to the pronunciation of gecikmeksizin
Türkisch - Englisch
without delay
in a punctual manner; "he did his homework promptly"
without postponing, without detaining, without hesitation, immediately
gecik
{f} lagging
gecik
{f} lag

Employment continued to lag. - İş gecikmeye devam etti.

How can I fix the lag? - Gecikmeyi nasıl düzeltebilirim?

gecik
{f} delay

We need to avoid any further delays. - Başka gecikmelerden kaçınmalıyız.

Possibly, the accident will delay his arrival. - Kaza onun gelişini muhtemelen geciktirecek.

gecikmeksizin
Favoriten