The ship passed under the bridge.
- Gemi köprünün altından geçti.
After she had passed her driving test, she bought a car.
- Test sürüşünü geçtikten sonra bir araba aldı.
I'm sorry to be late.
- Geç kaldığım için üzgünüm.
He appeared at the party late.
- O, partiye geç geldi.
Business was a little slow last month.
- Geçen ay iş biraz yavaştı.
Time passed very slowly this week.
- Bu hafta zaman çok yavaş geçti.
His teacher sent him to the principal's office for being tardy too many times.
- Birçok kereler derse geç geldiği için öğretmeni onu müdürün odasına gönderdi.
The train is ten minutes behind today.
- Tren bugün on dakika geç kaldı.
We got behind the car and pushed.
- Biz arabanın arkasına geçtik ve ittik.
The ship passed under the bridge.
- Gemi köprünün altından geçti.
The ship passed through the Panama Canal.
- Gemi Panama Kanalından geçti.
Skip the boring chapters.
- Sıkıcı bölümleri geç.
Tom skipped the conference last year as well.
- Tom da geçen yıl konferansı atladı.
The press can't ignore us forever. Sooner or later, they'll do a story about us.
- Basın bizi sonsuza kadar görmezden gelemez. Er ya da geç bizim hakkında bir hikaye yapacaklar.
My best friend walked by and totally ignored me.
- En iyi arkadaşım yanımdan geçti ve beni tamamen görmezden geldi.
Tom switched to English.
- Tom İngilizceye geçti.
After talking to Tom for a few minutes, it became obvious that his French wasn't very good, so Mary switched to English.
- Tom'la birkaç dakika konuştuktan sonra onun Fransızcasının çok iyi olmadığı belli oldu, bu yüzden Mary İngilizceye geçti.
Don't go over the speed limit.
- Hız sınırının üzerine geçmeyin.
Let's go over this plan again.
- Bu planı tekrar gözden geçirelim.
The train was almost an hour behind time.
- Tren neredeyse bir saat geç kaldı.
The train was ten minutes behind time.
- Tren on dakika geç kaldı.
Ten to one you can pass the test.
- Bire on testi geçebilirsin.
If he studied hard, he could pass the exam.
- Sıkı çalışsa, sınavı geçebilir.
I go by that shop every morning on my way to school.
- Her sabah okula giderken o dükkanın önünden geçiyorum.
I go by that church every day.
- Her gün o kilisenin önünden geçerim.
Three years have gone by since we got married.
- Evlendiğimizden beri üç yıl geçti.
Just one year has gone by since my friend died.
- Arkadaşım öldüğünden beri sadece bir yıl geçti.
After all, he succeeded in passing the exam.
- Nihayet, o, sınavı geçmeyi başardı.
He was passing by on his bicycle when he heard a cry for help.
- O, bir yardım çığlığı duyduğunda, bisikletiyle geçiyordu.
Tom went over to your house.
- Tom senin evini tekrar gözden geçirdi.
We went over this last week.
- Geçen hafta bunu tekrar gözden geçirdik.
The crocodile trapped the gnu as it tried to cross the river.
- Timsah antilopu nehri geçerken tuzağa düşürdü.
You must take care when you cross the road.
- Yolu geçerken dikkat etmelisin.
Imports exceeded exports last year.
- Geçen yıl ithalat ihracatı aştı.
My annual income exceeds five million yen.
- Benim yıllık gelirim beş milyona yeni geçiyor.
They are constantly trying to outdo each other.
- Onlar sürekli olarak birbirlerini geçmeye çalışıyorlar.
The sky is clear and the wind is refreshingly cool. It's a perfect day to spend outdoors.
- Gökyüzü açık ve rüzgar ferahlatıcı biçimde serin. Dışarıda geçirmek için harika bir gün.
Don't go over the speed limit.
- Hız sınırının üzerine geçmeyin.
Here comes a speeding car, let's cross!
- İşte bir hız arabası geliyor, geçelim!
Tom came back to Boston last year.
- Tom geçen yıl Boston'a geri geldi.
He isn't back yet. He may have had an accident.
- O henüz geri gelmedi. Kaza geçirmiş olabilir.
The enemy cavalry crossed the river by an unknown ford.
- Düşman süvarisi, bilinmeyen bir geçit yoluyla nehri geçti.
We have to wait for the all clear.
- Tehlike geçti alarmını beklemek zorundayız.