Definition von geçit im Türkisch Englisch wörterbuch
- gate
- pass
There's a secret passage on the left.
- Solda gizli bir geçit var.
We found a secret passage into the building.
- Binanın içinde gizli bir geçit bulduk.
- gateway
- passage
We discovered a secret passageway.
- Gizli bir geçit bulduk.
They fled through a secret passageway.
- Gizli bir geçit yoluyla kaçtılar.
- access
- parade
He looked as if he were going to a parade.
- Bir geçit törenine gidiyormuş gibi görünüyordu.
I couldn't see the parade well from where I was.
- Geçit törenini bulunduğum yerden iyi göremiyordum.
- gallery
- passageway, passage; subway; pass, ford; parade
- gap
That gap is narrowing.
- Bu geçit daralmaktadır.
- alleyway
- (Astronomi) transit
- (tren yolunda) barrier (at rail crossing)
- corridor
- passageway
There is a secret passageway in my mind leading to my childhood.
- Zihnimde çocukluğuma açılan gizli bir geçit var.
We discovered a secret passageway leading to the catacombs.
- Yeraltı mezarlığına giden gizli bir geçit keşfettik.
- gorge
- close
- strait
The straits were too narrow for the cruise ship.
- Geçitler yolcu gemisi için çok dardı.
- thoroughfare
- vestibule
- runway
- passageway, passage, a way through
- gullet
- causeway
- crossover
- gangway
- ford
The enemy cavalry crossed the river by an unknown ford.
- Düşman süvarisi, bilinmeyen bir geçit yoluyla nehri geçti.
- alley
- aisle
- crossing
This bus stops at all railway crossings.
- Bu otobüs bütün demiryolu geçitlerinde durur.
- gut
- mountain pass
- walkway
- accommodation
- (İnşaat) channel
- subway
- entry
- sluice
- hatch
- {i} passing
- col
- approach
- cutting
- getaway
- hallway
- passage-way
- areaway
- winze
- defile
- geçit töreni
- parade
I hope you will join us in the parade and march along the street.
- Geçit töreninde bize katılacağınızı ve cadde boyunca yürüyüş yapacağınızı umuyoruz.
He looked as if he were going to a parade.
- Bir geçit törenine gidiyormuş gibi görünüyordu.
- üst geçit
- overpass
- üst geçit
- footbridge
- geçit töreni
- procession
The mayor walked at the head of the procession.
- Belediye başkanı geçit töreninin başında yürüdü.
- geçit akımı
- gate current
- geçit alayı
- pageant
- geçit alayı
- pageantry
- geçit bariyeri şekli
- (Askeri) cross-over barrier pattern
- geçit gerilimi
- gate voltage
- geçit hakkı law right-of-way, right of passage
- (through another's land)
- geçit kalası
- catwalk
- geçit köprüsü
- runway
- geçit resmi
- (uçak) fly past
- geçit sargısı
- gate winding
- geçit töreni
- march past
- geçit töreni
- review
- geçit töreni
- dress parade
- geçit töreni yapmak
- parade
- geçit töreni yapmak
- pass in review
- geçit töreni yapmak
- to parade, to pass in review
- geçit töreni üniforması
- dress uniform
- geçit törenine katılmak
- go in procession
- geçit veren
- pervious
- geçit vermek
- to be fordable; to have a passage through, be passable
- dar geçit
- bottleneck
- alt geçit
- underground
- bozuk arazide yapılmış geçit
- causeway
- geçit vermez
- impassable
- geçitler
- passes for
- hemzemin geçit
- Grade crossing, Brit. level crossing
- sarp geçit
- steep passage
- tüp geçit
- Tube
- alt geçit
- underpass
Jerusalem is a city of tunnels and underpasses.
- Kudüs, tüneller ve alt geçitler kentidir.
- alt geçit
- subway
- askeri geçit
- tattoo
- dar boğaz/geçit
- 1. geog. gap, notch, defile; gorge. 2. difficult situation or time
- dar geçit
- constriction
- dar geçit
- throat
- dar geçit
- bottleneck, defile
- dar geçit
- defile
- geçit töreni
- {i} pageant
- hemzemin geçit
- level crossing
- hemzemin geçit
- level crossing, grade crossing
- hemzemin geçit grade crossing, Brit
- level crossing
- ikili geçit
- (Bilgisayar,Teknik) binary logic gate
- kapalı geçit
- cloister
- kâğıt şeritlerin havaya fırlatıldığı geçit
- ticker tape parade
- paralı geçit
- turnpike
- paralı geçit görevlisi
- pikeman
- resimi geçit
- (ceremonial) parade, procession; (Askeriye) review
- serbest geçit
- (gemi) fairway
- süvari geçit töreni
- cavalcade
- vagonlar arası geçit
- vestibule
- yan geçit
- bypass