Definition von geçişme im Türkisch Englisch wörterbuch
- phys. osmosis
- intersection; place where a road or railroad tracks can be crossed; crossbreeding
- intermixing; crossing; osmosis osmoz
- crossing
- interpenetration
- (Dilbilim) convergence
- (Bilgisayar,Teknik) blend
- osmose
- osmosis
- transitivity
- exosmosis
- gradation
- geçiş
- passing
- geçiş
- transition
The DJ transitioned between two songs.
- DJ iki şarkı arasında geçiş yaptı.
The transition from farm life to city life is often difficult.
- Çiftlik hayatından şehir hayatına geçiş çoğunlukla zordur.
- geçiş
- passage
The minority party made a last-ditch effort to block passage of the bills.
- Azınlık partisi, faturaların geçişini engellemek için son çabayı sarfetti.
This is the passage to the sea.
- Bu denize doğru geçiştir.
- geçiş
- pass
I have two passes to the game.
- Oyuna iki geçişim var.
I got a season's pass to all the home games.
- Bütün ev oyunları için sezonluk geçiş aldım.
- geçişme , dereceleme
- gradation
- geçiş
- (Denizbilim) pivot
- geçiş
- (Bilgisayar) run
- geçiş
- (Otomotiv) transfer
- geçiş
- modulate
- geçişmek
- intermix
- geçişmek
- cross
- geçişmek
- intermingle
- geçiş
- migration
- geçiş
- {i} transit
The educational system is in transition.
- Eğitim sistemi geçiş aşamasında.
Chromium is a transition element.
- Krom bir geçiş elementidir.
- geçiş
- crossing
I saw her crossing the street.
- Onun caddeyi geçişini gördüm.
The border crossing was crowded with people, many of whom were refugees.
- Sınır geçişi insanlarla doluydu, onların çoğu mültecilerdi.
- geçiş
- {i} changeover
- Geçiş
- transistion
- geçiş
- switched to
- elektrikle geçişme
- electroosmosis
- geçiş
- mus. transition; modulation
- geçiş
- pass, passing; transit; transition
- geçiş
- intermediate tone between two primary colors
- geçiş
- progression
- geçiş
- modulation
- geçiş
- passing, crossing
- geçiş
- (Nükleer Bilimler) interpass
- geçiş
- acces
- geçişmek
- to intermix, to intermingle; to cross
- geçişmek
- to interpenetrate, be diffused