geçende

listen to the pronunciation of geçende
Türkisch - Englisch

Definition von geçende im Türkisch Englisch wörterbuch

geçen
last

This is the hotel where we stayed last year. - Bu, bizim geçen sene kaldığımız oteldir.

Thanks to the amusement park built last year, the city has become popular. - Geçen sene kurulan lunapark sağolsun şehir popüler oldu.

geçen
{s} late

Last year, my brother was late for school every day. - Geçen sene kardeşim okula her gün geç kalırdı.

You shouldn't get married. It's too late. We got married in Vegas last week. - Evlenmemelisin. Çok geç. Biz geçen hafta Vegas'ta evlendik.

geçen
passing

He was picked up by a passing ship. - Geçen bir gemi tarafından rastgele bulundu.

They were rescued by a passing ship. - Geçen bir gemi tarafından kurtarıldılar.

geçen
{s} former

The other day I met my former neighbour in the city. - Geçen gün kentte eski komşuma rastladım.

geçen
past

Freddy's been working the graveyard shift the past month, so he hasn't been able to see any of his friends who work normal hours. - Freddy geçen ay mezarlıkta vardiyalı olarak çalışıyordu, bu yüzden normal saatlerde çalışan arkadaşlarından herhangi birini göremiyordu.

Tom calculated that he had given Mary over 34,000 dollars in the past six months. - Tom Mary'ye geçen altı ay içinde 34,000 dolardan daha fazla verdiğini hesapladı.

geçen
(Bilgisayar) elapsed
geçen
passed

His brother passed away last month. - Onun erkek kardeşi geçen ay öldü.

Her mother passed away last year. - Annesi geçen yıl öldü.

geçen
other

This is the same pencil that I lost the other day. - Bu geçen gün kaybettiğim kalemin aynısı.

This is the car I spoke of the other day. - Geçen gün bahsettiğim araba bu.

geçen
transitive
geçen
last, past
geçen
in excess of
geçen
yester

I moved to a new house last week, and I studied in the library yesterday. - Geçen hafta yeni bir eve taşındım ve dün kütüphanede ders çalıştım.

What he said yesterday is not consistent with what he had said last week. - Onun dün söylediği geçen hafta söylediği ile birbirini tutmuyor.

geçen
hereinabove
Türkisch - Türkisch
Ne kadar geçtiği belli olmayan yakın bir zaman önce
Geçen
(Osmanlı Dönemi) MÜSABIK
Geçen
kaim
geçen
Belirsiz bir süre önceki, birkaç gün önceki
geçen
Bir önceki
geçen
Bir önceki (hafta, ay, yaz, kış vb.): "Yine bir gün o kızı geçen yıl gördüğü incirlikte bir daha gördü."- O. C. Kaygılı
geçende
Favoriten