Çok iyi bir iş yapmadığını söyledim.
- You didn't do a very good job, I said.
Söylediği şeyin hiçbir önemi yok.
- It doesn't matter what he said.
Babasının bir trafik kazasında öldüğü söylenmektedir.
- It is said that her father was killed in a traffic accident.
Japonların tanıdıkları kişilere karşı nazik oldukları fakat tanımadıklarına karşı oldukça soğuk oldukları söylenmektedir.
- It is said that Japanese people are kind to people they know, but rather cold to those they don't.
Belirtilen fiyat işçilik ücretini içermez.
- The stated price does not include labor charges.
Belirtilen tarihe kadar işi bitirmek zorundaydım.
- I had to finish the job by the stated date.
O, kendini açıkça ifade etti.
- He expressed himself clearly.
Onun gülümsemesi onun teşekkürlerini ifade etti.
- Her smile expressed her thanks.
O, konuyu açıkça belirtmiştir.
- He clearly stated that point.
Onlar itirazlarını belirttiler.
- They stated their objections.
Söylenen söz geri alınamaz.
- Once you've said something, it can't be taken back.
Kız kendine söyleneni görmezden gelerek annesiyle alışverişe gideceğini söyledi.
- The girl said she was going shopping with her mother, ignoring what she was told.