Definition von gaz im Türkisch Englisch wörterbuch
- gas
You shouldn't sleep with a coal stove on because it releases a very toxic gas called carbon monoxide. Sleeping with a coal stove running may result in death.
- Kömür sobasıyla uyumamalısınız. Çünkü karbonmonoksit olarak adlandırılan çok zehirli bir gaz içerir. Kömür sobasıyla uyumak ölümle sonuçlanabilir.
Matter can exist as a solid, liquid, or gas.
- Madde katı, sıvı veya gaz olarak bulunabilir.
- exhalation
- fuel gas
- aero
- gas; kerosene, oil; (midede) flatulence, wind
- oil
Hydropower is a renewable resource, but oil, coal and natural gas are not.
- Hidroelektrik yenilenebilir bir kaynaktır ama petrol, kömür ve doğal gaz değil.
The Southeast is a major energy producer of coal, crude oil, and natural gas.
- Güneydoğu kömür, ham petrol ve doğal gaz ile ilgili önemli bir enerji üreticisidir.
- gaseous
Matter can be solid, gaseous or liquid.
- Madde; katı, gaz veya sıvı olabilir.
This substance is in gaseous state.
- Bu madde, gaz halindedir.
- port
- wind
Potatoes give me wind.
- Patatesler bana gaz yapar.
He's only winding you up.
- O sadece seni gaza getiriyor.
- motor oil
- fumes
Try not to inhale the fumes.
- Gazı teneffüs etmemeye çalışın.
- accelerator
I stepped carefully on the accelerator.
- Gaz pedalına dikkatlice bastım.
Have you ever got in your car after a long absence and got the brake mixed up with the accelerator?
- Sen hiç uzun bir aradan sonra arabana bindin mi ve frenle gazı karıştırdın mı?
- kerosene
Tom went out to buy kerosene for his stove.
- Tom sobasına gazyağı almak için dışarıya çıktı.
We used very little kerosene last month.
- Geçen ay çok az gazyağı kullandık.
- fume
Try not to inhale the fumes.
- Gazı teneffüs etmemeye çalışın.
- kerosine
- (Tıp) air
Air is a mixture of various gases.
- Hava, çeşitli gazların bir karışımıdır.
Air is a mixture of gases that we cannot see.
- Hava bizim göremediğimiz gazların karışımından oluşuyor.
- gas supply
- absorptive
- pop
The newspaper began to lose readers when it dispensed with one of its most popular writers.
- En popüler yazarlarından biri bırakınca gazete okuyucu kaybetmeye başladı.
Fizzy water isn't very popular in America.
- Gazlı su Amerika'da çok popüler değil.
- gaz kolu
- throttle
- gaz pedalı
- accelerator
I stepped carefully on the accelerator.
- Gaz pedalına dikkatlice bastım.
- gaz kaçağı
- Gas leakage
- gaz miktarı
- The amount of gas
- gaz ocağı
- gas stove
- gaz taşı
- transport natural gas
- gaz vermek
- birisine gaz vermek : egg someone on, urge or push someone to do something, wind someone up
- gaz çıkışı
- gas output
- gaz absorpsiyonu
- gas absorption
- gaz akışı
- gas flow
- gaz analizi
- gas analysis
- gaz analizörü
- gas analyser
- gaz aralığı
- gas port
- gaz basınç ölçeği
- tensimeter
- gaz beki
- gas burner
- gaz bezi
- gauze
- gaz bezi gauze
- (for bandaging)
- gaz bombası
- gas bomb
- gaz borusu
- gas pipe
- gaz boşaltma düzeni
- exhauster
- gaz boşaltıcı
- gas exhauster
- gaz boşalımı
- gas discharge
- gaz bulaşmış
- gassed
- gaz deliği
- gas port
- gaz deliği
- porthole
- gaz deliği
- port
- gaz dengesi
- gas equilibrium
- gaz deposu
- gas tank
- gaz detektörü
- gas detector
- gaz deşarjı
- gas discharge
- gaz dinamiği
- gas dynamics
- gaz diyodu
- gas diode
- gaz doldurmak
- aerate
- gaz elektrotu
- gas electrode
- gaz faktörü
- gas factor
- gaz fırını
- gas furnace
- gaz geçirmez
- gasproof
- gaz gibi
- gassy
- gaz gibi
- gaseous
- gaz giderici
- getter
- gaz giderici
- degasifier, getter
- gaz gürültüsü
- gas noise
- gaz hali
- gaseous
- gaz hali
- gaseous state
This substance is in gaseous state.
- Bu madde, gaz halindedir.
- gaz halinde
- gasiform
- gaz halinde
- aeriform
- gaz haline dönüştürme
- reduction into gas
- gaz haline gelmek
- volatilize
- gaz haline getirme
- gasification
- gaz haline getirmek
- gasify
- gaz hızbilimi
- gas kinetics
- gaz ibiği
- gas burner
- gaz ile kesme
- gas cutting
- gaz jeneratörü
- gas generator
- gaz kabarcığı
- bubble
- gaz kanunları
- gas laws
- gaz karbonlama
- gas carburizing
- gaz karışımlı motor
- vapor motor
- gaz karışımı
- gas mixture
- gaz kaynağı
- gas welding
- gaz kaçırmaz
- gastight
- gaz kelebeği
- throttle valve
- gaz kesme
- gas cutting
- gaz kesme pedalı
- decelerator pedal
- gaz kinetiği
- gas kinetics
- gaz kolometresi
- gas coulometer
- gaz kolu (motorsiklet)
- dummy grip
- gaz kömürü
- gas coal
- gaz körüğü
- gas blower
- gaz lambası
- oil lamp
It is always dark beneath the oil lamp.
- Gaz lambasının altı her zaman karanlıktır.
- gaz maseri
- gas maser
- gaz maskesi
- respirator
- gaz maskesi
- gas mask
We'll be wearing gas masks.
- Biz gaz maskesi takıyor olacağız.
The policeman is wearing a gas mask.
- Polis bir gaz maskesi takıyor.
- gaz maskı
- gas shielding
- gaz memesi
- gas jet
- gaz memesi
- burner
- gaz memesi
- gas burner
- gaz motoru
- gas engine
- gaz mühendisliği
- gas engineering
- gaz ocağı
- kerosene stove
- gaz odası
- gas chamber
Layla will go to the gas chamber for her crimes.
- Leyla suçlarından dolayı gaz odasına gidecek.
- gaz olmuş
- gassed
- gaz pedalı
- accelerator pedal, accelerator
- gaz pedalı
- gas pedal
- gaz pili
- gas cell
- gaz püskürteci
- insufflator
- gaz regülatörü
- gas regulator
- gaz saati
- gas meter
- gaz sabitesi
- gas constant
- gaz sayacı
- gas meter
- gaz sayacı
- gas counter, gas meter
- gaz silindiri
- gas cylinder
- gaz sobası
- oil stove
- gaz sobası
- gas heater
- gaz sobası
- gas stove, kerosene stove
- gaz sobası
- gas stove
A gas stove provides the most even heat for cooking.
- Bir gaz sobası yemek için en iyi ısıyı sağlar.
- gaz sobası
- paraffin stove
- gaz soğutmalı reaktör
- gas-cooled reactor
- gaz soğutucu
- gas cooler
- gaz tekniği
- gas engineering
- gaz torbası
- gasbag
- gaz tüpü
- gas tube
- gaz vermek
- root for
- gaz vermek
- give the engine the gun
- gaz vermek
- gas
- gaz vermek
- gun up
- gaz yakan aletler
- (Hukuk) appliances burning gaseous fuels, gas appliances
- gaz yapan
- (yiyecek) windy
- gaz yapmak
- break wind
- gaz yapmak
- fart
- gaz yapmak
- poop
- gaz yapıcı
- flatulent
- gaz yağı
- kerosene
- gaz yolu
- port
- gaz yıkama
- gas washing
- gaz yıkayıcı
- gas washer
- gaz çözümlemesi
- gas analysis
- gaz çıkarmak
- to break wind
- gaz önleyici
- antigas
- gaz üreteci
- gas generator
- gaz üreticisi
- gazogene
- gaz-hava karışımı
- gas-air mixture
- delinme gaz
- (Bilgisayar) breakdown
- ideal gaz
- perfect gas
- inert gaz
- (Tıp) inert gas
- itici gaz
- propellant
- itici gaz
- (Gıda) propellant gas
- kirli gaz
- exhaust
- kuyu (petrol ve gaz)
- (Coğrafya) well
- lâmbanın gaz haznesi
- font
- mükemmel gaz
- (Otomotiv) ideal gas
- sabit gaz
- (Çevre) intert gas
- steril gaz
- (Tıp) dressing
- tabii gaz
- natural gas
- taciz edici gaz
- (Askeri) harassing gas
- taciz edici gaz taarruzu
- (Askeri) harassing attack
- toksik gaz
- (Askeri) toxic gas
- venturi gaz yıkayıcısı
- (Coğrafya) venturi scrubbir
- zehirli gaz
- (Askeri,Teknik) toxic gas
- zehirli gaz alarm sistemi
- (Askeri) toxic alarm system
- zehirli gaz deposu
- (Askeri) toxic gas yard
- zehirli gaz taarruzu
- (Askeri) toxic attack
- gaz vermek
- prod
- birisine gaz vermek
- egg someone onurge or push someone to do somethingwind someone up
- dökme gaz
- bulk gas
- gaz beton
- (İnşaat) cellular concrete
- gazlar
- gases
- sindirim yolunda gaz olmak
- gas in the digestive tract to be
- aktif gaz
- active gas
- ana gaz borusu
- gas main
- artık gaz
- waste gas
- basit gaz türbini
- simple gas turbine
- birlik gaz subayı
- (Askeri) unit gas officer
- boğucu gaz
- chokedamp
- dejenere gaz
- degenerated gas
- delikli gaz yapısı
- (Avcılık) rear aperture sight
- deriyi kabartan zehirli gaz
- vesicant
- dezenfektan gaz
- fumigant
- doğal gaz
- natural gas
The Southeast is a major energy producer of coal, crude oil, and natural gas.
- Güneydoğu kömür, ham petrol ve doğal gaz ile ilgili önemli bir enerji üreticisidir.
This car runs on natural gas.
- Bu araba doğal gazla çalışır.
- egzoz gaz akışı
- (Otomotiv) exhaust gas flow
- egzoz gaz analizörü
- (Otomotiv) exhaust gas analyzer
- egzoz gaz bağlantısı
- (Otomotiv,Teknik) exhaust gas connection
- egzoz gaz çıkışı
- (Otomotiv) exhaust gas discharge
- elektro gaz kaynağı
- (Havacılık) electro-gas welding
- etkisiz gaz
- inert gas
- geçirgen (gaz
- v. A
- güldürücü gaz
- laughing gas
- ipek gaz bezi
- bolting silk
- ipek gaz bezi
- silk gauze
- içine gaz verme
- insufflation
- keskin kokulu gaz
- fume
- kupkuru gaz
- (Gıda) bone dry gas
- kuru gaz
- dry gas
- kısmi gaz açma
- (Otomotiv) part throttle unlock
- midede gaz toplanması
- flatulence
- normal gaz
- normal gas
- petrol / gaz iletimi
- (Hukuk) oil / gas transmission
- petrol / gaz nakli
- (Hukuk) oil / gas transmission
- petrol / gaz ulaştırması
- (Hukuk) oil / gas transmission
- petrol/gaz nakli
- (Politika, Siyaset) oil/gas transmission
- primer gaz kelebeği plakası
- (Otomotiv) primary throttle plate
- pulmoner gaz değişimi
- (Tıp) pulmonary gas exchange
- sekonder gaz kelebeği odası
- (Otomotiv) secondary throttle chamber
- soy gaz
- inert gas, noble gas
- soy gaz
- noble gas
- sıkıştırılmış gaz
- compressed gas
- sıvı petrol gaz
- (LPG) LP gas
- sıvı yada gaz sıkıştırma aleti
- compressor
- sızıntı (gaz)
- blow by
- tam gaz
- full throttle
- tam gaz
- flat out
- tam gaz vermek
- (otomobil) gun
- tam gaz vermek
- floor
- taşıyıcı gaz
- carrier gas
- tungsten asal gaz kaynağı
- tıg welding
- tıbbi gaz tüpü
- (Tıp) medical gas cylinder
- yakacak gaz
- fuel gas
- yedek gaz deposu var mı
- Are there any spare gas tanks
- zehirli gaz
- poisonous gas
- zengin gaz
- (Endüstri) rich gas
- çürük gaz
- exhaust