garantisiz

listen to the pronunciation of garantisiz
Türkisch - Englisch
non guaranted
garanti
guarantee

Freedom of thought is guaranteed by the constitution. - Düşünce özgürlüğü anayasa tarafından garanti altına alınmıştır.

Equality is guaranteed by the Constitution. - Eşitlik anayasa tarafından garantiye alınmıştır.

garanti
warrant

Mary's washing machine broke down a week after the warranty had run out. - Mary'nin çamaşır makinesi, garantinin bitmesinden bir hafta sonra bozuldu.

This car has a good warranty. - Bu arabanın iyi bir garantisi var.

garanti
guaranty
garantisiz satış
nonwarranty
garanti
surety
garanti
(Ticaret) aval
garanti
(Ticaret) hedging
garanti
warrantee
garanti
assurance
garanti
(Ticaret) stipulation
garanti
undertaking
garanti
warranty

This car has a good warranty. - Bu arabanın iyi bir garantisi var.

The warranty for my TV is expired. - Televizyonumun garanti süresi bitti.

garanti
safe guard
garanti
cinch
garanti
bound to
garanti
guaranteed

He guaranteed his slaves' freedom. - O, kölelerinin özgürlüğünü garantiledi.

Safety is not guaranteed. - Güvenlik garanti edilmez.

garanti
be guaranteed
garanti
guarantees

The fishmonger guarantees the origin and freshness of his products. - Balıkçı ürünlerinin menşeini ve tazeliğini garanti eder.

I can't give you any guarantees. - Size hiçbir garanti veremem.

garanti
guarantied
garanti
(Konuşma Dili) sure, certain; certainly, without doubt
garanti
(Hukuk) guarantee, warranty
garanti
in the bag
garanti
guaranty, guarantee
garanti
guaranty, guarantee, warranty, surety
Türkisch - Türkisch
Garantisi olmayan, güvencesiz
garanti
Kesinlikle, kesin olarak, ne olursa olsun
garanti
Güvence, inanca, teminat
garanti
Güvence, inanca, teminat: "Hatice'nin garantisi altında işini yürütmekten başka bir şeye bakmıyordu."- T. Buğra