Onunla birlikte tam zamanlı işim vardı.
- I had a full time job with him.
Bu şirket kaç tane çalışanı tam zamanlı çalıştırıyor?
- How many employees does this company employ full time?
she talked the whole time.
O, bütün gün boyunca çalışmaktaydı.
- She's been working all day long.
O gün boyu huzursuz hissetti.
- She felt restless all day long.
Eğer yarın yağmur yağarsa, bütün gün evde kalacağım.
- If it rains tomorrow, I will stay at home all day.
Bütün gün ayakta durduğum için yoruldum.
- I'm worn out, because I've been standing all day.
Eylül sonuna kadar bir kitapçıda tam gün çalışıyorum.
- I'm working full time in a bookshop until the end of September.
Tam gün bir işim var.
- I have a full time job.