ganztägig

listen to the pronunciation of ganztägig
Englisch - Türkisch

Definition von ganztägig im Englisch Türkisch wörterbuch

full time
(Otomotiv) daimi
full time
(Ticaret) tam zamanlı

Onunla birlikte tam zamanlı işim vardı. - I had a full time job with him.

Bu şirket kaç tane çalışanı tam zamanlı çalıştırıyor? - How many employees does this company employ full time?

full time
tam mesai
whole-time
tüm süre boyunca

she talked the whole time.

all day
gün boyu

Bütün gün boyunca çiftlikte çalıştığı için, o tamamen yorgundu. - Having worked on the farm all day long, he was completely tired out.

Tom bütün gün boyunca evi temizlediğini söyledi. - Tom said that he had been cleaning the house all day.

all day
bütün gün

İşe gitmek yerine bütün gün evde kaldım. - I stayed at home all day instead of going to work.

Düşman bütün gün saldırısına devam etti. - The enemy kept up their attack all day.

full time
tam gün

Eylül sonuna kadar bir kitapçıda tam gün çalışıyorum. - I'm working full time in a bookshop until the end of September.

Tam gün bir işim var. - I have a full time job.

full time
tam görevli,tam mesai