ganztägig

listen to the pronunciation of ganztägig
Englisch - Türkisch

Definition von ganztägig im Englisch Türkisch wörterbuch

full time
(Otomotiv) daimi
full time
(Ticaret) tam zamanlı

Onunla birlikte tam zamanlı işim vardı. - I had a full time job with him.

Bu şirket kaç tane çalışanı tam zamanlı çalıştırıyor? - How many employees does this company employ full time?

full time
tam mesai
whole-time
tüm süre boyunca

she talked the whole time.

all day
gün boyu

O, bütün gün boyunca çalışmaktaydı. - She's been working all day long.

Tom bütün gün boyunca evi temizlediğini söyledi. - Tom said that he had been cleaning the house all day.

all day
bütün gün

Eğer yarın yağmur yağarsa, bütün gün evde kalacağım. - If it rains tomorrow, I will stay at home all day.

İşe gitmek yerine bütün gün evde kaldım. - I stayed at home all day instead of going to work.

full time
tam gün

Tam gün bir işim var. - I have a full time job.

Ben bir restoranda tam gün çalışırdım. - I used to work full time in a restaurant.

full time
tam görevli,tam mesai