wir feiren die ganze nacht, gece boyunca egleniyoruz.
Bütünüyle bunu incelememiz gerekiyor.
- We need to view this in its entirety.
Soruyu bütünü ile inceleyin.
- Examine the question in its entirety.
Yağlar gibi komple bir yiyecek grubunu kesmeyi çok sağlıklı bulmuyorum.
- I don't think it's very healthy to cut out whole groups of foods like fats.
Ailesi için sağlıklı yemekler hazırlar.
- She prepares wholesome meals for her family.
They must have known it all along.
- Sie müssen es die ganze Zeit über gewusst haben.
We knew it all along.
- Wir wussten es die ganze Zeit über.