Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
|
Futbol oyunlarını izlemeyi severim.
- I love watching soccer games.
Bu oyunlar yetişkin kategorisi altında listelenmiş.
- These games are listed under the adult category.
Futbol eski bir oyundur.
- Soccer is an old game.
Futbol eski bir oyundur.
- Football is an old game.
O ormanda birçok büyük av hayvanı var.
- There's a lot of big game in that forest.
Yarın yağmur yağabilir, beyzbol maçı iptal edilecek.
- Should it rain tomorrow, the baseball game will be postponed.
Babam beni sık sık beyzbol maçlarına götürür.
- My father often takes me to baseball games.
Alçakgönüllülük olmadan, yiğitlik tehlikeli bir oyundur.
- Without humility, courage is a dangerous game.
Oyunculardan biri oyun sırasında sakatlandı.
- One of the players was hurt during the game.
Eğlence ve oyunlar bitti.
- Fun and games are over.
Hayat eğlenceden ve oyundan ibaret değildir.
- Life is not all fun and games.
Bu oyun seni kötü gelincik sürülerine karşı savaştırır.
- This game has you battle against hordes of evil stoats.
Tom kelime oyunlarını sever.
- Tom likes word games.
O kelime oyunlarını sever.
- She likes word games.
Olimpiyat oyunlarına katıldı.
- He took part in the Olympic Games.
Olimpiyat oyunları her dört yılda bir yapılır.
- The Olympic Games are held every four years.
Bir sonraki oyunu kazanmaya istekliler.
- They are eager to win the next game.
Bir sonraki oyun için kendini hazırlasan iyi olur.
- You had better prepare yourself for the next game.
Annesi ona akşam yemeği için hazırlanmasını söylemesine rağmen Tom oyununu oynamaya devam etti.
- Even though his mother told him to get ready for dinner, Tom continued playing his game.
Partide pek çok oyun oynadık.
- We played a lot of games at the party.
Buradaki oyun planı nedir?
- What's the game plan here?
Gerçekten hiç oyun planım olmadı.
- I never really had any game plan.
Yağmur yağsa bile karşılaşma yapılır.
- The game will be held even if it rains.
Masa oyunları oynamayı severim.
- I like to play board games.
Sami masa oyunlarını seviyordu.
- Sami liked board games.
You wouldn't believe the fun and games I had trying to find somewhere to park.
I'm game, would you like to tell me how ? - From the computer game Adventure.
The forest has plenty of game.
Shall we play a game?.
He didn't get anywhere with her because he had no game.''.
Accusing Governor Carey of playing games with taxpayers in his $12.7 billion budget, the Senate majority leader, Warren M. Anderson of Binghamton, said today that it would face rough sledding, in the Republican led State Senate. - , 1979.
... one can easily imagine the atmosphere the prevailed during games chariot races ...
... But the games on mobile are even bigger. ...