Tom said Mary is ticklish.
- Tom Mary'nin gıdıklanır olduğunu söyledi.
Are earthworms ticklish?
- Solucanlar gıdıklanır mı?
I got tickled the other day.
- Geçen gün gıdıklandım.
Mary tickled her little brother.
- Mary küçük kardeşini gıdıkladı.
Tom asked Mary to stop tickling him.
- Tom Mary'den onu gıdıklamaktan vazgeçmesini istedi.