güvencesiz

listen to the pronunciation of güvencesiz
Türkisch - Englisch
without guaranty, not guaranteed
unsecured
güvence
guarantee

Our success is guaranteed. - Başarımız güvence altındadır.

Tom's not making any guarantees. - Tom hiç güvence vermiyor.

güvence
assurance

I always hear assurances about economic recovery, but I still haven't seen it. - Ben her zaman ekonomik iyileşme hakkında güvence duyuyorum, ama ben hâlâ onu görmedim.

I've been given assurances. - Bana güvenceler verildi.

güvence
trust
güvence
{i} reassurance
güvence
{i} indemnification
güvence
indemnity
güvence
(Ticaret) collateral
güvence
(Ticaret) covenant
güvence
warrant
güvence
warranty
güvence
guaranty
güvence
security
güvence
ensuring
güvence
reassurances
güvence
guaranty, guarantee, security
güvence
surety
güvence
guaranty, guarantee (pledge of assurance)
güvence
assurance, word of assurance
güvence
(Hukuk) safeguard, pledge
güvence
guarantee, guaranty, surety
güvence
pledge
Türkisch - Türkisch
Güvencesi olmayan, güvence sağlamayan, garantisiz
güvence
(Ahlak Bilimi) sigorta
Güvence
inanca
güvence
Birinin şüphelerini dağıtmak için söylenen inandırıcı söz, teminat
güvence
Bir antlaşmada taraflardan birinin sorumluluğu üzerine alması, inanca, teminat, garanti
güvence
Alınan sorumluluğa karşı olarak ortaya konulan şey
güvencesiz
Favoriten