güney

listen to the pronunciation of güney
Türkisch - Englisch
south

In the summer it's very hot in southern Spain. - Yazın, güney İspanya'da hava çok sıcaktır.

In the north, there's Scotland; in the south, England; in the west, Wales; and further west, Northern Ireland. - Kuzeyde İskoçya, güneyde İngiltere, batıda Galler ve daha batıda da Kuzey İrlanda var.

austral

Australia is smaller than South America. - Avustralya Güney Amerika'dan daha küçüktür.

southern

The southern army needed men and supplies. - Güney ordusunun adamlara ve malzemelere ihtiyacı vardı.

Southern newspapers attacked Lincoln. - Güney gazeteleri Lincoln'a saldırdı.

(Askeri) joint interagency task force - South - müşterek birimler arası görev kuvveti
sunny side
southernly
south; southern, southerly
meridional
south wind. G
southerly
güney çin dili
Cantonese
Güney Kore
South Korean, of South Korea
Güney amerika
South America
Güney Yarımküre
Southern Hemisphere
güney amerika'daki dağ sırası
southern mountain range in America
güney buz denizi
(Coğrafya) Southern Ocean
Güney Afrika
South Africa; South African
Güney Afrika Cumhuriyeti
the Republic of South Africa
Güney Amerika
South America; South American
Güney Avrupa Müttefik Hava Kuvvetleri (NATO)
(Askeri) Allied Air Forces Southern Europe (NATO)
Güney Avrupa Müttefik Kara Kuvvetleri (NATO)
(Askeri) Allied Land Forces Southern Europe (NATO)
Güney Avrupa Müttefik Kuvvetleri (NATO)
(Askeri) Allied Forces, South (NATO)
Güney Bölge Komutanlığı (NATO)
(Askeri) Regional Command South (NATO)
Güney Bölgesi Harekat Merkezi
(Askeri) Southern Region Operational Center (USSOUTHCOM)
Güney Koreli
South Korean (person)
Güney Koreli
1.(a) South Korean
Güney Kutbu
(Hukuk) Antarctic, the South Pole
Güney Kutbu dairesi
Antarctic Circle
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi
(Hukuk) Greek Cypriot Administration of Southern Cyprus
Güney afrika
South-Africa
Güney buz denizi
antarctic ocean
Güney kutbu
South Pole

What do you want? asked the Indian chief. We want all the land from the North Pole to the South Pole, said the English general. - Ne istiyorsun? diye sordu yerli şef. İngiliz general Kuzey Kutbundan Güney Kutbuna kadar olan tüm araziyi istiyoruz dedi.

The South Pole is a lot colder than the North Pole. - Güney Kutbu, Kuzey Kutbu'ndan çok daha soğuktur.

Güney kutbu medarı
Antarctic Circle
Güney kutbu ve yöresi
Antarctic
Güney kutup dairesi
Antarctic Circle
güney Yarıküre
the Southern Hemisphere
güney afrika ceylânı
gemsbok
güney afrika flemenkçesi
South Dutch
güney afrika hollanda lehçesi
Afrikaans
güney afrika hollandacası
Taal
güney afrika parası
rand
güney afrika şarabı
Cape wine
güney afrika'da bir kabile
Kaffir
güney afrika'da doğan avrupalı
Afrikander
güney afrika'da doğan avrupalı
Afrikaner
güney afrika'ya özgü bir kuş
lory
güney afrikan hollanda lehçesi
Cape Dutch
güney amerika akbabası
condor
güney amerika kertenkelesi
basilisk
güney amerika kunduzu
nutria
güney amerika'ya özgü kobay
cavy
güney asyaya ait bir otun esanslı yağı
citronella
güney açısı
azimuth
güney cepheli olmak
have a southern aspect
güney eyalet yerlisi
southerner
güney eyaleti
downstate
güney fecri
aurora australis
güney fransalı
meridional
güney fırtınası
souther
güney güneydoğuya doğru
south southeast
güney kutbu
the South Pole

The South Pole is a lot colder than the North Pole. - Güney Kutbu, Kuzey Kutbu'ndan çok daha soğuktur.

He explored the region around the South Pole. - Güney Kutbu civarındaki bölgeyi araştırdı.

güney kutbu ile ilgili
antarctic
güney kutbuna yakın
antarctic
güney kutup dairesine yakın
subarctic
güney rüzgârı
south
güney çin güneş porsuğu
(Hayvan Bilim, Zooloji) melogale moschata sorella
güney çinli
Cantonese
güney çinli kimse
Cantonese
güney ışığı
aurora australis
güney-güney diyalogu
(Hukuk) south-south-dialogue
gerçek güney
true south
güney doğu
southern east
sincap güney amerika
gopher
Güney Kore
Republic of Korea
güney doğu
south east
Amerika'nın güney eyaletleri
Dixie
Amerika'nın güney eyaletleri
Dixieland
Avrupa Güney Gözlemevi
(Hukuk) European Southern Observatory
Birleşik Devletler Deniz Kuvvetleri, Güney Komutanlığı
(Askeri) United States Navy Forces, Southern Command
Birleşik Devletler Güney Komutanlığı
(Askeri) United States Southern Command
Birleşik Devletler Güney Komutanlığı Başkomutanı
(Askeri) Commander in Chief, United States Southern Command
Birleşik Devletler Güney Komutanlığı Özel Harekat Komutanlığı Komutanı
(Askeri) Commander Special Operations Command, United States Southern Command
Birleşik Devletler Güney Komutanlığı Özel Harekat Unsuru
(Askeri) Special Operations Component, United States Southern Command
Birleşik Devletler Hava Kuvvetleri Güney Komutanlığı
(Askeri) United States Air Force, Southern Command
Birleşik Devletler Ordusu Güney Komutanlığı
(Askeri) United States Army, Southern Command
Hava Kuvvetleri Güney Komutanlığı
(Askeri) Southern Command Air Forces
Iç savaşta güney eyaletleri marşı
Dixieland
amerikan güney eyaletleri konfederasyonu
Confederacy
amerikan güney eyaletleri konfederasyonu
alliance of 11 southern states that sought to secede from the USA and fought against the North during the Civil War
esans çıkarılan bir güney asya otu
citronella
hollanda asıllı güney afrikalı
Boer
iç savaşta güney eyaletleri marşı
Dixie
iç savaştan sonra güney amerika'ya giden kimse
carpet bagger
kuzey güney doğrultusu
north south direction
kuzey-güney diyalogu
(Ticaret) north-south dialog
kuzey-güney diyalogu
(Hukuk) north-south dialogue
kuzey-güney ilişkileri
(Eğitim) north-south relations
kuzey-güney ticaret modelleri
(Ticaret) north-south trade models
kızıl postlu tırmanıcı bir güney amerika etçili
coati
merkez-güney
south central
merkezi güney
south central
Üst Hazırlık Nezaret Konseyi; Güney Bölge Harekat Merkezi; Birleşik Devletler Gü
(Askeri) Senior Readiness Oversight Council; Southern Region Operational Center, United States Southern Command
Türkisch - Türkisch
Solunu doğuya, sağını batıya veren kimsenin tam karşısına düşen yön, dört ana yönden biri, cenup, kuzey karşıtı
Herzaman güneş alan yer
Bu yönde olan, bu yönle ilgili, cenubi
Lodos
Güneş gören yer
(Hukuk) CENUP
güney karamanı
Siyahtan kül rengine kadar değişen renklerde, kuyrukları diğer karamanlara göre daha küçük, kuzularından bukleli post alınabilen ve Batı Toroslar bölgesinde yetiştirilen bir tür koyun
güney noktası
Güney doğrultusunun ufuk üzerinde göğü deldiği nokta
Englisch - Türkisch

Definition von güney im Englisch Türkisch wörterbuch

south güney
güneye doğru, güneye
güney
Favoriten