güneşlen

listen to the pronunciation of güneşlen
Türkisch - Englisch
{f} sun

Some people were sunbathing, others were swimming. - Bazı insanlar güneşleniyordu, diğerleri yüzüyordu.

They're sunbathing around the pool. - Onlar havuzun etrafında güneşleniyorlar.

took a sunbath
take a sunbath
taken a sunbath
bask

The tomcat basked in the sun. - Erkek kedi güneşte güneşlendi.

Tell her that I am basking in the sun. - Ona güneşte güneşlendiğimi söyle.

sunbathe

I wanted to sunbathe. - Güneşlenmek istiyordum.

güneşlen
Favoriten