güneşlen

listen to the pronunciation of güneşlen
Türkisch - Englisch
{f} sun

Some people were sunbathing, others were swimming. - Bazı insanlar güneşleniyordu, diğerleri yüzüyordu.

Tom was lying on the pier getting a suntan. - Tom iskelede uzanmış güneşleniyordu.

took a sunbath
take a sunbath
taken a sunbath
bask

The tomcat basked in the sun. - Erkek kedi güneşte güneşlendi.

Have you ever basked in the sun of the Sahara desert? - Sen hiç Sahara çölü güneşinde güneşlendin mi?

sunbathe

I wanted to sunbathe. - Güneşlenmek istiyordum.

güneşlen
Favoriten