güncelleştirmek

listen to the pronunciation of güncelleştirmek
Türkisch - Englisch
update

We have to update our teaching methods. - Bizim öğretim yöntemlerini güncelleştirmek zorundayız.

(Hukuk) update (to)
to update
to make (something) current
bring up to date
güncel
up to date

I assume all our equipment is still up to date. - Sanırım bütün ekipmanımız hâlâ güncel.

Tom needs to be brought up to date. - Tom'un güncelleştirilmeye ihtiyacı var.

güncel
{s} actual
güncelleştirme
update

This update will be released at 10 o'clock this morning. - Bu güncelleştirme bu sabah saat 10'da yayınlanacak.

Thank you for the update. - Güncelleştirme için teşekkür ederim.

güncel
up-to-date

This information is not as up-to-date as it should be. - Bu bilgi olması gerektiği kadar güncel değil.

The laboratory has the most up-to-date equipment. - Laboratuvar en güncel ekipmana sahip.

güncel
topical
güncel
{s} live
güncel
the last word
güncel
(Havacılık) update

Are there any updates on this issue? - Bu konuda herhangi bir güncelleme var mı?

I prefer the updated version of his cookbook. - Onun yemek kitabının güncelleştirilmiş sürümünü tercih ederim.

güncel
the last word in
güncel
uptodate
güncel
to-day
güncel
daily
güncel
up date
güncel
today's
güncel
current

Tom found the report on a current website. - Tom raporu güncel bir web sitesinde buldu.

Do you use current technology? - Güncel teknolojiyi kullanıyor musun?

güncel
up-to -date
güncel
newsworthy

This hardly seems newsworthy. - Bu neredeyse hiç güncel görünmüyor.

güncel
living
güncel
timely
güncel
current, actual, today's, daily
güncel
recent
güncelleştirme
updating
güncelleştirme
making (something) current
Türkisch - Türkisch
Güncel duruma getirmek
aktüelleştirmek
Güncel
aktüel
güncel
Günün konusu olan, şimdiki, bugünkü (haber, olay vb.), aktüel: "Güncel olaylar, yorumlarla şaşılacak bir özdeşlik, bir uyum gösterir."- N. Cumalı
güncel
Günün konusu olan, şimdiki, bugünkü (haber, olay vb.), aktüel
güncelleştirme
Güncelleştirme işi
güncelleştirmek
Favoriten