Do you study English every day?
- Her gün İngilizce çalışıyor musun?
And I will raise it again in three days.
- Ve onu üç günde tekrar kaldıracağım.
We should get together sometime.
- Günün birinde buluşmalıyız.
I would like to see you again sometime.
- Günün birinde seni tekrar görmek isterim.
Tom will pay for it one day.
- Tom onu günün birinde ödeyecek.
Love, which is a wonderful feeling, comes to everyone at some time in their life.
- Aşk, harika bir duygu, herkese hayatında günün birinde gelir.
A new sentence is like a letter in a bottle: it will be translated some time.
- Yeni bir cümle, şişe içindeki bir mektup gibidir: günün birinde çevrilecektir.
Sunlight brightens the room.
- Güneş ışığı odayı aydınlatıyor.
Paintings should not be exposed to direct sunlight.
- Tablolar, doğrudan güneş ışığına maruz bırakılmamalıdır.
Tom never fails to send a birthday present to his father.
- Tom babasına doğum günü hediyesi göndermekten geri kalmaz.
My grandfather gave me a birthday present.
- Büyükbabam bana bir doğum günü hediyesi verdi.
As everyone knows, today is a very significant day for us.
- Herkesin bildiği gibi, bugün bizim için çok anlamlı bir gündür.
Today is the hottest day this year.
- Bugün, bu yılın en sıcak günüdür.
This room doesn't get much sunshine.
- Bu oda çok fazla güneş ışığı almaz.
The sunshine tempted people out.
- Güneş ışığı insanları dışarı çıkmaya özendirdi.
These medicines should be taken three times a day.
- Bu ilaçlardan günde üç kez alınmalı.
How many times does the bus run each day?
- Otobüs her gün kaç kez çalışır?
Sami will maintain his innocence until the day he dies.
- Sami masumiyetini öldüğü güne kadar sürdürecek.
Tom had a date for Valentine's Day.
- Tom'un sevgililer günü için bir randevusu vardı.
Your opinion seems to be out of date.
- Sizin fikirleriniz güncelliğini yitirmiş gibi görünüyor
What a beautiful sunset!
- Ne güzel bir günbatımı!
A warm, sunny day is ideal for a picnic.
- Ilık, güneşli bir gün piknik için idealdir.
He has been unconscious for three days.
- Onun üç gün boyunca bilinci kapalı.
There is nothing like a glass of beer after a whole day's work.
- Bir tam günlük çalışmadan sonra bir bardak bira gibi bir şey yoktur.
Güneşli olsa da hava soğuktu.
- Güneşli olmasına rağmen, hava soğuktu.
Güneş çıkmış olsa bile hava soğuktu.
- güneşin çıkmış olmasına rağmen, hava soğuktu.