This park is famous for its roses.
- Bu park gülleriyle ünlü.
The roses are in bloom.
- Güller çiçek açmışlar.
Roses withered and Ania cried very much.
- Güller soldu ve Ania çok ağladı.
I am good at raising roses.
- Gül yetiştirmekte iyiyim.
It is rude to laugh at others.
- Diğerlerine gülmek kabalıktır.
We must not laugh at the poor.
- Fakirlere gülmemeliyiz.
It is no laughing matter that he couldn't graduate from university this year.
- Onun bu yıl üniversiteden mezun olamaması gülünecek bir şey değil.
I cannot help laughing.
- Gülmemek elimde değil.
Speak of the next year, and the devil will laugh.
- Gelecek yıldan bahsedersen şeytan güler.
I don't know whether to cry or to laugh.
- Ağlasam mı yoksa gülsem mi bilmiyorum.