I am good at raising roses.
- Gül yetiştirmekte iyiyim.
The roses are in bloom.
- Güller çiçek açmışlar.
Goodbye! When you have more time, come back and play!
- Güle güle! Daha fazla zamana sahip olduğunda, geri gel ve oyna!
I didn't say goodbye to my mom.
- Anneme güle güle demedim.
Goodbye. I'll see you at the time we agreed on.
- Güle güle. Üzerinde anlaştığımız zamanda görüşürüz.
I didn't say goodbye to my mom.
- Anneme güle güle demedim.
We must not laugh at the poor.
- Fakirlere gülmemeliyiz.
It is rude to laugh at others.
- Diğerlerine gülmek kabalıktır.
I can't stop laughing.
- Gülmemek elimde değil.
It is no laughing matter that he couldn't graduate from university this year.
- Onun bu yıl üniversiteden mezun olamaması gülünecek bir şey değil.
His jokes made us laugh.
- Esprileriyle bizi güldürdü.
Man is the only animal that can laugh.
- İnsan gülebilen tek hayvandır.