The roses are in bloom.
- Güller çiçek açmışlar.
Roses withered and Ania cried very much.
- Güller soldu ve Ania çok ağladı.
A teacher should never laugh at his students' mistakes.
- Bir öğretmen öğrencilerinin hatalarına asla gülmemeli.
Don't laugh at him for making a mistake.
- Hata yaptığı için ona gülme.
I could not help laughing when I saw him.
- Onu gördüğümde gülmekten kendimi alamadım.
It is no laughing matter that he couldn't graduate from university this year.
- Onun bu yıl üniversiteden mezun olamaması gülünecek bir şey değil.
I don't know whether to cry or to laugh.
- Ağlasam mı yoksa gülsem mi bilmiyorum.
They laughed the speaker down.
- Onlar spikeri gülerek susturdular.