güçlendirmek

listen to the pronunciation of güçlendirmek
Türkisch - Englisch
strengthen

Western nations have to put their heads together to strengthen the dollar. - Batılı ülkeler doları güçlendirmek için baş başa verip düşünüyorlar.

It is important to strengthen the foundation. - Temeli güçlendirmek önemlidir.

fortify

Fadil and Dania were ready to do anything to fortify their relationship. - Fadil ve Dania ilişkilerini güçlendirmek için her şeyi yapmaya hazırdı.

reinforce
intensify
empower

I want to empower the people. - İnsanları güçlendirmek istiyorum.

reenforce
enrich
make strong
corroborate
exalt
steel
consolidate
beef up
to strengthen, to reinforce, to invigorate, to consolidate, to buttress sth (up), to brace, to fortify, to refresh
(Tıp) tonify
steam
(Kanun) brace for
supercharge
build up
refresh
impower
bolster up
brace
cement
tone up
to strengthen, make (something) strong
soup up
to give support to, undergird
enforce
support to
vivify
(Hukuk) to upgrade, to strengthen
buttress
sustain
invigorate
revitalize
buoy
to strengthen
güçlendirme
fortification
güçlendirme
retrofit
güçlendirme
recruitment
güçlendirme
consolidation
güçlendirme
(Denizbilim) amplifier
güçlendirme
(Biyokimya) amplification
güçlendirme
(Politika, Siyaset) empowerment
güçlendirme
(Eğitim) enhancement
vücudu güçlendirmek
tone
güçlendirme
reinforcement
güçlendirme
invigoration
banyoyu güçlendirmek
(Teknik,Tekstil) prime the bath
dayanışmayı güçlendirmek
strengthen a solidarity
durumunu güçlendirmek
(deyim) strengthen someone's hand
güçlendirme
strengthening
güçlendirme
strengthening, fortification, consolidation, reinforcement
güçlendirme
revitalization
kompresörle güçlendirmek
supercharge
konumunu güçlendirmek
strengthen one's position
Türkisch - Türkisch
Güçlü duruma getirmek, güç kazanmasını sağlamak
pekiştirmek
güçlendirme
Güçlendirmek işi
güçlendirmek
Favoriten