I'm going to lay you down in the green grass underneath that big old oak tree and then carve our initials into its trunk.
- O büyük, ihtiyar meşe ağacının dibinde çimlere uzanıp, gövdesine adlarımızın baş harflerini kazıyacağım.
The two squirrels chased each other around the trunk of a large tree.
- İki sincap büyük bir ağacın gövdesinin etrafında birbirini kovaladı.
His impressive body of work made him a leader in scientific research.
- Onun etkileyici iş gövdesi onu bilimsel araştırmada bir lider yaptı.
A dachshund is a dog from Germany with a very long body and short legs.
- Bir dachshund uzun gövdesi ve kısa bacakları olan bir Alman köpeğidir.
They scraped barnacles off the hull of the ship.
- Geminin gövdesinden kaya midyelerini sıyırdılar.
Sami sent Layla photos of his torso.
- Sami gövdesinin fotoğraflarını Leyla'ya gönderdi.