The man went out of his way to take me to the station.
- Adam beni istasyona götürmek için zahmet etti.
I had to take Tom to the hospital.
- Tom'u hastaneye götürmek zorunda kaldım.
I had to carry Tom to bed.
- Tom'u yatağa götürmek zorunda kaldım.
I had to carry Tom upstairs.
- Tom'u üst kata götürmek zorunda kaldım.
I have to take Tom home now.
- Şimdi Tom'u eve götürmek zorundayım.
I'll have to take Tom with me.
- Tom'u benimle götürmek zorunda kalacağım.
Tom wanted me to drive.
- Tom beni arabayla götürmek istedi.
Tom was kind enough to drive me home.
- Tom beni eve götürmek için yeterince kibardı.
I want to get you someplace where I know you'll be safe.
- Seni güvende olacağın bir yere götürmek istiyorum.
He wined me and dined me and then wanted to take me to bed!
- O bana şarap içirip yemek verdi ve sonra yatağıma götürmek istedi!
I had to carry Tom to bed.
- Tom'u yatağa götürmek zorunda kaldım.
See if you can find an usher to take this gentleman to his seat.
- Bu beyefendiyi koltuğuna götürmek için bir teşrifatçı bulabilip bulamayacağına bak.
Tomorrow, I'll take the books to the library.
- Yarın kitapları kütüphaneye götüreceğim.
This bus will take you to the museum.
- Bu otobüs sizi müzeye götürecek.
You can't take away these books.
- Bu kitapları götüremezsiniz.
Mom said if I misbehave, she'll take away the computer for a week.
- Annem, yanlış davranırsam bir hafta boyunca bilgisayarı götüreceğini söyledi.