This ticket entitles the bearer to one chocolate ice cream.
- Bu bilet götürene bir çikolatalı dondurma hakkı tanır.
The bar of the watch-guard worked through the buttonhole, and the watch—Platte's watch—slid quietly on to the carpet; where the bearer found it next morning and kept it.
Take me to your leader.
- Beni liderinize götürün.
Tomorrow, I'll take the books to the library.
- Yarın kitapları kütüphaneye götüreceğim.
Mom said if I misbehave, she'll take away the computer for a week.
- Annem, yanlış davranırsam bir hafta boyunca bilgisayarı götüreceğini söyledi.
You can't take away these books.
- Bu kitapları götüremezsiniz.