görüntüsü

listen to the pronunciation of görüntüsü
Türkisch - Englisch
(Bilgisayar) image

The word house evokes the mental image of a rectangular building with a roof and smoking chimney, which may be surrounded by grass and trees and inhabited by a happy family. - Ev kelimesi bir çatısı ve tüten bacaları olan bir dikdörtgen binanın zihinsel görüntüsünü anımsatır, ki bu çimenlerle ve ağaçlarla çevrili olabilir ve mutlu bir aile tarafından oturulabilir.

All he cares about is his image. - Onun bütün umursadığı onun görüntüsüdür.

(Bilgisayar) display

My camera's display is defective. - Benim kameranın görüntüsü bozuk.

görüntü
display

The iPad would be a perfect solution for me if it could properly display web pages with Flash content. - IPad Flash içeriği ile web sayfalarını uygun şekilde görüntüleyebilseydi, benim için mükemmel bir çözüm olurdu.

This web page can't be displayed. - Bu web sayfası görüntülenemiyor.

görüntü
image

The two mirrors facing each other created a repeating image that went on to infinity. - Birbirlerine bakan iki ayna, sonsuza kadar yinelenen bir görüntü yarattı.

Music that doesn't transmit feelings, images, thoughts, or memories is just background noise. - Hisleri, görüntüleri, düşünceleri ya da anıları iletmeyen müzik sadece arka fon gürültüsüdür.

görüntü
view

The view of the Earth from the Moon is one of the iconic images of the 20th century. - Dünya'nın Ay'dan görüntüsü, 20. yüzyılın ikonik resimlerinden birisidir.

The view of the Earth from the Moon is one of the iconic images of the 20th century. - Dünyanın Ay'dan görünümü, 20. yüzyılın simgesel görüntülerinden biridir.

görüntüsü yansımak
outline
görüntü
{i} sight

I lost sight of her in the crowd. - Kalabalıkta onun görüntüsünü kaybettim.

She caught sight of a rowing boat in the distance. - O, uzakta kürek çeken bir teknenin görüntüsünü gördü.

görüntü
vision

There are no real visions. - Gerçek görüntüler yoktur.

görüntü
{i} spectacle
görüntü
(radar) blip
ekran görüntüsü
(Askeri) display image
gem görüntüsü
(Bilgisayar) gem image
görüntü
spectre
görüntü
scene

I love the scenery viewable from the Shinkansen. - Ben Shinkansen'den görüntülenebilir manzarayı seviyorum.

görüntü
spectrum
görüntü
appearance

She made her first appearance as a musician. - İlk görüntüsünü bir müzisyen olarak yaptı.

A great man doesn't care about his appearance. - Büyük bir adam görüntüsünü önemsemez.

görüntü
(Tıp) presentation
görüntü
frame

He reviewed the footage frame by frame. - O, kamera görüntüsünü kare kare gözden geçirdi.

görüntü
look

Don't judge a man by the way he looks. - Bir insanı görüntüsüyle yargılama.

Mike wore an indignant look. - Mike öfkeli bir görüntü takındı.

uydu görüntüsü
(Madencilik) satellite image
görüntü
imagery
görüntü
picture

Please adjust the television picture. - Lütfen televizyon görüntüsünü ayarla.

My TV set is almost 15 years old, but it still has a good picture. - Televizyonum neredeyse 15 yaşında ama hâlâ iyi bir görüntüye sahip.

Görüntü
ımage
ayna görüntüsü
mirror image
bit eşlemi görüntüsü
(Bilgisayar) bit map display
görüntü
outlook
görüntü
semblance
görüntü
phantom, specter, apparition
görüntü
cin., television image, picture
görüntü
image , video , picture
görüntü
spectre, phantom; image; frame, picture; vision
görüntü
(Matematik) image
görüntü
phys. image
görüntü
displaying
görüntü
eidolon
kart görüntüsü
card image
radar görüntüsü
radar image
robot görüntüsü
robot vision
ses görüntüsü
sound image
televizyon görüntüsü
(Askeri) television imagery
televizyon görüntüsü
television picture
Türkisch - Türkisch

Definition von görüntüsü im Türkisch Türkisch wörterbuch

Görüntü
sahne
Görüntü
hayal
görüntü
Herhangi bir nesnenin mercek, ayna gibi araçlarla oluşturulan biçimi; herhangi bir nesnenin bazı ışık olayları sonucu elde edilen biçimi, hayal
görüntü
Herhangi bir nesnenin mercek, ayna gibi araçlarla oluşturulan biçimi
görüntü
Bir film üzerinde sıralanmış resimlerin gösterici yardımıyla görüntülüğe art arda düşürülmesi sonunda hareketin yeniden kurulmasıyla ortaya çıkan görünüş, görüntülük üzerindeki hareketli resimler bütünü
görüntü
Manzara
görüntü
Sayı doğrusu üzerinde bir sayıya karşı gelen nokta
görüntü
Herhangi bir nesnenin bazı ışık olayları sonucu elde edilen biçimi, hayal
görüntü
Gerçekte var olmadığı hâlde varmış gibi görünen şey, hayalet
görüntüsü
Favoriten