görüntü görüntü

listen to the pronunciation of görüntü görüntü
Türkisch - Englisch
(Bilgisayar) image
To reflect, mirror

we look into a pair of eyes deep as our own, imaging our own, but all unconscious of us; to whom we for the time are become as spirits and invisible!.

To create an image of
A mental picture of something not real or not present
– A set of attitudes or beliefs that a person or audience holds about a college or university Institutions have multiple images For example, older alums often view you differently than younger alumni; faculty with tenure often perceive you differently than faculty without Importantly, an image is how you are perceived and not necessarily how you are But because perceptions guide behavior, it is very important that you know how you are perceived by the audiences you value most
A characteristic of a person, group or company etc., style, manner of dress, how one is, or wishes to be, perceived by others
An imitation, representation, or similitude of any person, thing, or act, sculptured, drawn, painted, or otherwise made perceptible to the sight; a visible presentation; a copy; a likeness; an effigy; a picture; a semblance
To represent to the mental vision; to form a likeness of by the fancy or recollection; to imagine
Something mapped to by a function
If you are the image of someone else, you look very much like them. Marianne's son was the image of his father
Pictorial representation of data acquired by satellite systems, such as direct readout images from environmental satellites An image is not a photograph An image is composed of two-dimensional grids of individual picture elements (pixels) Each pixel has a numeric value that corresponds to the radiance or temperature of the specific ground area it depicts See gray scale
A concrete representation of an object or sensory experience Typically, such a representation helps evoke the feelings associated with the object or experience itself Images are either "literal" or "figurative " Literal images are especially concrete and involve little or no extension of the obvious meaning of the words used to express them Figurative images do not follow the literal meaning of the words exactly Images in literature are usually visual, but the term "image" can also refer to the representation of any sensory experience In his poem "The Shepherd's Hour," Paul Verlaine presents the following image: "The Moon is red through horizon's fog;/ In a dancing mist the hazy meadow sleeps " The first line is broadly literal, while the second line involves turns of meaning associated with dancing and sleeping
Can be a logo, photograph, custom graphic, map, or animated graphic The number of images on one page is determined by the size of the image file(s) Too many and the page takes too long to download (appear in the browser) One option commonly used is to have a smaller image (thumbnail) link to a larger photo to show detail
a picture or representation of an object or scene on paper or a display screen Remotely sensed images are digital representations of the earth
(1) A representation of information produced by radiant energy, such as light
An electronic picture, also called a graphic There are several formats for images EPS (Encapsulated PostScript)Highest quality image for electronic publishing (not Web page publishing) GIF (Graphics Interchange Format)Most common image format used for Web pages It is best used for images drawn by hand or created with a computer JPEG (Joint Photographic Experts Group)Image format used for Web pages It is normally used for digital camera photos and scanned photos PICTMost commonly used image format for publishing TIFF (Tag Image File Format) High quality image Also used in publishing
(n ) A picture or graphic representation of an object
An image is a picture of someone or something. photographic images of young children
An image is a poetic description of something. The natural images in the poem are meant to be suggestive of realities beyond themselves
A copy of all or part of a disk drive retained for backup or replication purposes
A physical likeness or representation of a person, animal, or thing, photographed, painted, or sculptured; a thought from the imagination made visible
görüntü
display

The iPad would be a perfect solution for me if it could properly display web pages with Flash content. - IPad Flash içeriği ile web sayfalarını uygun şekilde görüntüleyebilseydi, benim için mükemmel bir çözüm olurdu.

My camera's display is defective. - Benim kameranın görüntüsü bozuk.

görüntü
image

The two mirrors facing each other created a repeating image that went on to infinity. - Birbirlerine bakan iki ayna, sonsuza kadar yinelenen bir görüntü yarattı.

Image Viewer is an image viewing software. This software is a very small program. This software has basic functions only. This is translatable by Tatoeba Project users. - Image Viewer bir resim görüntüleme yazılımıdır. Bu yazılım çok küçük bir programdır. Bu yazılımda sadece basit fonksiyonlar var. Bu, Tatoeba Project kullanıcıları tarafından çevrilebilir.

görüntü
view

I love the scenery viewable from the Shinkansen. - Ben Shinkansen'den görüntülenebilir manzarayı seviyorum.

The view of the Earth from the Moon is one of the iconic images of the 20th century. - Dünyanın Ay'dan görünümü, 20. yüzyılın simgesel görüntülerinden biridir.

görüntü
vision

There are no real visions. - Gerçek görüntüler yoktur.

kamerayı döndürerek elde edilen görüntü
pan
görüntü
(radar) blip
yansıyan görüntü
reflexion
ayna görüntü
(Bilgisayar) mirror-image
görüntü
spectre
görüntü
scene

I love the scenery viewable from the Shinkansen. - Ben Shinkansen'den görüntülenebilir manzarayı seviyorum.

görüntü
spectrum
görüntü
appearance

She made her first appearance as a musician. - İlk görüntüsünü bir müzisyen olarak yaptı.

A great man doesn't care about his appearance. - Büyük bir adam görüntüsünü önemsemez.

görüntü
(Tıp) presentation
görüntü
frame

He reviewed the footage frame by frame. - O, kamera görüntüsünü kare kare gözden geçirdi.

görüntü
look

Tom could tell by the look on Mary's face that she was very excited. - Tom Mary'nin yüzündeki görüntüye bakarak onun çok heyecanlı olduğunu söyleyebiliyordu.

She just had to use her Puss-In-Boots look and I was her devoted servant. - O sadece Çizmeli Kedi görüntüsünü kullanmak zorunda kaldı. Ben onun sadık uşağıydım.

görüntü ad
(Bilgisayar) display name
görüntü adı
(Bilgisayar) imagename
görüntü adı
(Bilgisayar) image name
görüntü analizi
image analysis
görüntü aygıtı
(Bilgisayar) video device
görüntü birimi
(Bilgisayar) display
görüntü birimi
(Bilgisayar) display units
görüntü biçimi
(Bilgisayar) image format
görüntü biçimi
(Bilgisayar) display format
görüntü boyutu
(Bilgisayar) imagesize
görüntü boyutu
(Bilgisayar) display size
görüntü boyutu
(Teknik,Televizyon) aspect ratio
görüntü dosyası
(Bilgisayar) video file
görüntü dosyası
(Bilgisayar) image file
görüntü düzenleme
image-editing
görüntü formatı
(Askeri) image format
görüntü için
(Bilgisayar) for images
görüntü kaybı
(Bilgisayar) video loss
görüntü kaynağı
(Bilgisayar) video source
görüntü kaynağı
(Bilgisayar) image source
görüntü lambası
kinescope
görüntü lambası
picture tube
görüntü modları
(Bilgisayar) display modes
görüntü modu
(Bilgisayar) display mode
görüntü noktası
(Bilgisayar) pixel
görüntü oranı
(Teknik,Televizyon) aspect ratio
görüntü sayfası
(Bilgisayar) display page
görüntü temeli
(Bilgisayar) image base
görüntü türü
(Bilgisayar) display type
görüntü ve ses
(Bilgisayar) video and audio
görüntü ve ses
picture-and-sound
görüntü öncesi
(Bilgisayar) before-image
görüntü öğesi
(Bilgisayar) display element
görüntü öğesi
(Bilgisayar) pixel
görüntü öğesi
(Bilgisayar) pel
kalıcı görüntü
(Teknik,Televizyon) persistence
koyu görüntü
(Bilgisayar) dark image
merkez görüntü
(Bilgisayar) center view
pozitif görüntü
positive
sanal görüntü
(Fizik,Teknik) virtual image
ses ve görüntü
(Bilgisayar) audio video
ses ve görüntü
(Bilgisayar) sound and video
seçik görüntü
(Bilgisayar) sharp
termal görüntü
(Askeri) thermal imagery
ters görüntü
(Bilgisayar) mirror image
video görüntü birimi
(Bilgisayar) video display
özet görüntü
(Bilgisayar) display summary
fotoğrafta net olmayan görüntü
images in the photo is not clear
görüntü yönetmeni
Director of photography
3-b görüntü
(Bilgisayar) 3-d view
Digital Görüntü Kullanım Üretim Sistemi
(Askeri) Digital Imagery Exploitation Production System
Dijital Video Görüntü Gönderme Sistemi
(Askeri) Digital Video Imagery Transmission System
Görüntü ekranı
Video screen , display screen
Müşterek Taktik Hava Savunma Sistemi (Kara Kuvvetleri); Müşterek Taktik Görüntü
(Askeri) Joint Tactical Air Defense System (Army); Joint Tactical Display System
analog görüntü
(Jeoloji) analog image
anamorfoz görüntü
anamorphic image
ardıl görüntü
afterimage
ardışık görüntü
afterimage
arka görüntü
(Havacılık) down-vision
arkadan görüntü
background image
ateş destek takımı; donanma görüntü destek terminali
(Askeri) fire support team; fleet imagery support terminal
audio-görüntü
audio image
açık görüntü
(Bilgisayar) light image
aşamalı görüntü
multi strobe
berrak görüntü
twenty-twenty
birbirine karışan görüntü
dissolve
birincil görüntü
(Bilgisayar) primary display
birleşik enformasyon (danışma) bürosu; kontrol edilmiş görüntü temeli
(Askeri) combined information bureau; controlled image base
birleştirilmiş başlık ve görüntü görüş sistemi (Kara Kuvvetleri)
(Askeri) integrated helmet and display sight system (Army)
bulanık görüntü
blurred picture
bulanık görüntü
unsharp picture
derinlemesine görüntü
(Sinema) deep-focus photography
dijital görüntü
(Jeoloji) digital image
dikey görüntü
(Sinema) vertical image
düz görüntü
erect image
düğümsel olmayan görüntü gönderme
(Askeri) display non-nodal routing
edimsiz görüntü
virtual image
elektriksel görüntü
(Elektrik, Elektronik) electrical image
elektro-optik görüntü
(Askeri) electro-optic(al) imagery
elektronik görüntü
electron image
etiketli görüntü dosya formatı
(Askeri) tagged image file format
etkin görüntü
(Bilgisayar) active view
flu görüntü
blurred picture
flu görüntü
unsharp picture
gerilek görüntü
(Pisikoloji, Ruhbilim) recurrent image
gerçek görüntü
(Fotoğrafçılık) actual image
gerçek görüntü
real image
gizli görüntü
latent image
gölge görüntü
silhouette
görsel görüntü birimi
(Askeri) visual display unit
görsel görüntü birimi kontrolörü
(Askeri) visual display unit controller
görüntü
outlook
görüntü
semblance
görüntü
phantom, specter, apparition
görüntü
cin., television image, picture
görüntü
image , video , picture
görüntü
spectre, phantom; image; frame, picture; vision
görüntü
spectacle
görüntü
(Matematik) image
görüntü
phys. image
görüntü
displaying
görüntü
sight

We lost sight of the man in the crowd. - Biz kalabalıkta adamın görüntüsünü kaybettik.

She caught sight of a rowing boat in the distance. - O, uzakta kürek çeken bir teknenin görüntüsünü gördü.

görüntü
picture

My TV set is almost 15 years old, but it still has a good picture. - Televizyonum neredeyse 15 yaşında ama hâlâ iyi bir görüntüye sahip.

Mary liked the cute penguin picture in Tom's user profile. - Mary, Tom'un kullanıcı profilindeki sevimli buzulkuşu görüntüsünü beğendi.

görüntü admitansı
image admittance
görüntü al
(Bilgisayar) acquire image
görüntü alıcısı
(Çevre) image receptor
görüntü bağdaş
(Bilgisayar) image adapt
görüntü bellek
virtual memory, virtual storage
görüntü belleği
video memory , display memory
görüntü birimi
display (unit) , display monitor , monitor
görüntü biçimi
image pattern
görüntü boyutu
picture ratio
görüntü bozulması
image distortion
görüntü bölgesi kod (NYX) gönderme işlemi
(Askeri) display area code (NYX) routing
görüntü bölücüsü
image dissector
görüntü değiştirici
image converter
görüntü döndür
(Bilgisayar) flip image
görüntü düzeyi
focal plane
görüntü efektleri
visual effects
görüntü elemanı
(ekran) pixel
görüntü empedansı
image impedance
görüntü eni
frame width
görüntü frekansı
image frequency
görüntü girişimi
image interference
görüntü hatırlama
afterglow
görüntü ile ilgili
visional
görüntü işistasyonu
display station , display workstation
görüntü işleme ve yayma sistemi; yurt içi petrol dağıtım sistemi (Kara Kuvvetler
(Askeri) imagery processing and dissemination system; inland petroleum distribution system (Army)
görüntü kapısı
(Bilgisayar) video port
görüntü kapısı
(Bilgisayar) viewport
görüntü kartı
display card , video card
görüntü kaydı
tape recording
görüntü kesilmesi
vision break
görüntü kullanım destek sistemi
(Askeri) imagery exploitation support system
görüntü kullanım sistemi
(Askeri) imagery exploitation system
görüntü kurgusu
(Sinema) picture editing
görüntü kuvveti
image force
görüntü kümesi
(Matematik) image set
görüntü kıymetlendirme raporu; kızılötesi görüntüleme; istihbarat bilgi raporu
(Askeri) imagery interpretation report; imaging infrared; intelligence information report
görüntü lambası
display tube, kinescope
görüntü merceği
(İnşaat) objective lens
görüntü nakli
picture transmission
görüntü negatifi
picture negative
görüntü odak
(Fotoğrafçılık) image focus
görüntü oranı
aspect ratio, picture ratio
görüntü ortikonu
image orthicon
görüntü oynat
(Bilgisayar) play videos
görüntü oyunu ile ilgili
phantasmagoric
görüntü paketi
(Askeri) imagery pack
görüntü saklama ve yayımlama sistemi
(Askeri) stored imagery repository and dissemination system
görüntü sayısı
number of frames
görüntü sesi
(Bilgisayar) video vol
görüntü seç
(Bilgisayar) select image
görüntü sinyali
picture signal
görüntü sortisi
(Askeri) imagery sortie
görüntü sürücüsü
display adaptor , display driver
görüntü sürümü
(Bilgisayar) image version
görüntü süzgeci
(Bilgisayar) display filter
görüntü tarayıcı
image dissector
görüntü tutulması
afterglow
görüntü tüpü
image tube
görüntü url
(Bilgisayar) image url
görüntü yazı
(Dilbilim) iconography
görüntü yönetici
(Bilgisayar) video controller
görüntü yükle
(Bilgisayar) image load
görüntü zayıflaması
image attenuation
görüntü çözmek
(Televizyon) deinterlace
görüntü çözümleyici
image dissector
görüntü ölçeği
image scale
görüntü öğesi
display point , picture element
görüntü ürün kütüphanesi; birleştirilmiş öncelik listesi
(Askeri) image product library; integrated priority list
görüntü-ses montajı
picture-sound editing
göz kamaştıktan sonraki görüntü
ocular spectrum
göz kamaştıktan sonraki görüntü
spectrum
harekat alanı görüntü terminali
(Askeri) theater display terminal
hatalı görüntü
(Havacılık) false plot
hayal meyal görüntü
silhouette
hayali görüntü
phantasmata
hayali görüntü
phantasm
hayali görüntü
phantom
hiperspektral görüntü
(Askeri) hyperspectral imagery
ileri görüntü ihtiyaçları kullanım sistemi
(Askeri) advanced imagery requirements exploitation system
infrared görüntü
infrared imaging
işlemci, dizüstü bilgisayar görüntü iletim teçhizatı
(Askeri) processor, laptop imagery transmission equipment
Türkisch - Türkisch

Definition von görüntü görüntü im Türkisch Türkisch wörterbuch

Görüntü yönetmeni
(deyim) Görüntü yönetmeni, genellikle görsel öğelerin önemli olduğu fotoğraf ve video çekimlerinde senaryoya uygun dekor ve figürasyonun polarizasyonlarıyla ilgilenen ve en iyi sonucu elde etmeye çalışan kişidir
ardıl görüntü
bakınız: ardışık görüntü
ardışık görüntü
Bir duyunun kaybolmasından sonra da devam eden görüntü
görüntü
Herhangi bir nesnenin mercek, ayna gibi araçlarla oluşturulan biçimi; herhangi bir nesnenin bazı ışık olayları sonucu elde edilen biçimi, hayal
görüntü
Herhangi bir nesnenin mercek, ayna gibi araçlarla oluşturulan biçimi
görüntü
Bir film üzerinde sıralanmış resimlerin gösterici yardımıyla görüntülüğe art arda düşürülmesi sonunda hareketin yeniden kurulmasıyla ortaya çıkan görünüş, görüntülük üzerindeki hareketli resimler bütünü
görüntü
Manzara
görüntü
Sayı doğrusu üzerinde bir sayıya karşı gelen nokta
görüntü
Herhangi bir nesnenin bazı ışık olayları sonucu elde edilen biçimi, hayal
görüntü
Gerçekte var olmadığı hâlde varmış gibi görünen şey, hayalet
pozitif görüntü
Renkli ve siyah beyaz filmlerde doğadaki renklerin asıllarına uygun olarak belirlendiği görüntü, saydam
görüntü görüntü
Favoriten