göründü

listen to the pronunciation of göründü
Türkisch - Englisch
seemed

The sky seemed to blend with the sea. - Gökyüzü,deniz ile karışmış gibi göründü.

They said Reagan seemed calm and thoughtful. - Onlar Reagan'ın sakin ve düşünceli göründüğünü söyledi.

appeared

A man appeared at the door. - Kapıda bir adam göründü.

He appeared in many movies. - O, pek çok filmde göründü.

görün
appear

She failed to appear. - Görünen o ki kız başarısız oldu.

I find her appearance attractive. - Onun görünümünü çekici bulurum.

görün
seem

Your plan seems better than mine. - Senin planın benimkinden daha iyi görünüyor.

It seems interesting to me. - O bana ilginç görünüyor.

görün
{f} seeming

Seemingly impossible things sometimes happen. - Görünüşte imkansız şeyler bazen olur.

The world is a place of seemingly infinite complexity. - Dünya görünüşte sonsuz karmaşanın olduğu bir yer.

görün
seem to be

Writers such as novelists and poets don't seem to benefit much from the advance of science. - Romancılar ve şairler gibi yazarlar bilimin avantajından çok fazla yararlanıyor gibi görünmüyorlar.

Tom and Mary seem to be suited for each other. - Tom ve Mary birbirleri için uygun görünüyorlar.

görün
{f} emerging
görün
loom
kara göründü
land ho
takke düştü, kel göründü
(Atasözü) Now we see what dirty work he's been up to./Now we know the embarrassing truth
göründü
Favoriten