görülme

listen to the pronunciation of görülme
Türkisch - Englisch

Definition von görülme im Türkisch Englisch wörterbuch

görülme sıklığı
(Tıp, İlaç) Incident (of AIDS etc.)
gör
saw

I saw her somewhere two years ago. - Onu ben iki yıl önce bir yerde gördüm.

They saw a strange animal there. - Onlar orada garip bir hayvan gördü.

görülmek
be in sight
görülmek
be seen

The result remains to be seen. - Sonuç görülmek için kalır.

I am not ashamed to be seen with them. - Onlarla görülmekten utanmam.

görülmek
confer
görülmek
seen

Tom doesn't want to be seen with Mary. - Tom Mary ile görülmek istemiyor.

I don't want to be seen with him. - Onunla görülmek istemiyorum.

gör
{f} sighted
gör
{f} seeing

I'm looking forward to seeing you this April. - Bu nisanda seni görmeye can atıyorum.

Love is seeing her in your dreams. - Aşk onu rüyalarında görmektir.

gör
see

I want to see you before you go. - Sen gitmeden önce seni görmek istiyorum.

Mary decided never to see him any more. - Mary artık onu asla görmemeye karar verdi.

gör
{f} seen

Germs can only be seen with the aid of a microscope. - Mikroplar sadece bir mikroskop yardımıyla görülebilir.

I turned off the TV because I had seen the movie before. - Filmi daha önce gördüğüm için televizyonu kapattım.

gör
{f} view

His parents' view was that he was wasting his earnings on a silly girl. - Ebeveynlerinin görüşü onun kazandıklarını aptal bir kıza harcamasıydı.

Image Viewer is an image viewing software. This software is a very small program. This software has basic functions only. This is translatable by Tatoeba Project users. - Image Viewer bir resim görüntüleme yazılımıdır. Bu yazılım çok küçük bir programdır. Bu yazılımda sadece basit fonksiyonlar var. Bu, Tatoeba Project kullanıcıları tarafından çevrilebilir.

gör
catch sight of

He happened to catch sight of a rare butterfly. - Tesadüfen nadir bir kelebeği gördü.

gör
{f} sight

The sight of fresh lobster gave me an appetite. - Taze ıstakozun görünüşü iştahımı açtı.

Is there any end in sight to the deepening economic crisis? - Derinleşen ekonomik krizin görünürde bir sonu var mı?

gör
{f} viewing

Image Viewer is an image viewing software. This software is a very small program. This software has basic functions only. This is translatable by Tatoeba Project users. - Image Viewer bir resim görüntüleme yazılımıdır. Bu yazılım çok küçük bir programdır. Bu yazılımda sadece basit fonksiyonlar var. Bu, Tatoeba Project kullanıcıları tarafından çevrilebilir.

görülmek
{f} occur
görülmek
to be seen, occur, be evident, appear
görülmek
to be taken care of, be handled
yerin görülme derecesi
(Havacılık) ground visibility
Türkisch - Türkisch
Görülmek işi
görülmek
Göz yardımıyla bir şey, bir varlık algılanmak, seçilmek
görülmek
Bir şeyin bulunduğu anlaşılmak, karşılaşılmak, rastlanmak: "Yıllarca görülmemiş bir dostu kucaklar gibi hemşiresini öptü."- P. Safa
görülmek
Bir şeyin bulunduğu anlaşılmak, karşılaşılmak, rastlanmak
görülmek
Gereken iş yapılmış olmak