görülen

listen to the pronunciation of görülen
Türkisch - Englisch
sighted
seen

There were several stars to be seen in the sky. - Gökyüzünde görülen çok sayıda yıldızlar vardı.

It was a full moon that was seen that day. - O gün görülen bir dolunaydı.

visible
gör
saw

I saw my Twitter account suspended after a while. - Bir müddet sonra Twitter hesabımın askıya alındığını gördüm.

They saw a strange animal there. - Onlar orada garip bir hayvan gördü.

seyrek görülen
(Gıda) sporadic
gör
{f} sighted
gör
{f} seeing

Love is seeing her in your dreams. - Aşk onu rüyalarında görmektir.

Seeing that she was not excited at the news, she must have known it. - O, habere heyecanlanmadığına göre, onu önceden biliyor olmalı.

gör
see

Mary decided never to see him any more. - Mary artık onu asla görmemeye karar verdi.

I want to see you before you go. - Sen gitmeden önce seni görmek istiyorum.

gör
{f} seen

I have not seen him lately. - Son zamanlarda onu görmedim

I turned off the TV because I had seen the movie before. - Filmi daha önce gördüğüm için televizyonu kapattım.

gör
{f} view

Their view of life may appear strange. - Onları hayat görüşü acayip görünebilir.

His parents' view was that he was wasting his earnings on a silly girl. - Ebeveynlerinin görüşü onun kazandıklarını aptal bir kıza harcamasıydı.

gör
catch sight of

He happened to catch sight of a rare butterfly. - Tesadüfen nadir bir kelebeği gördü.

gör
{f} sight

She stood astonished at the sight. - Görünüşte şaşırmış gibi duruyordu.

Is there any end in sight to the deepening economic crisis? - Derinleşen ekonomik krizin görünürde bir sonu var mı?

gör
{f} viewing

Image Viewer is an image viewing software. This software is a very small program. This software has basic functions only. This is translatable by Tatoeba Project users. - Image Viewer bir resim görüntüleme yazılımıdır. Bu yazılım çok küçük bir programdır. Bu yazılımda sadece basit fonksiyonlar var. Bu, Tatoeba Project kullanıcıları tarafından çevrilebilir.

hor görülen, aşağı tutulan, aşağılanan
common contempt, held down, down the
arada sırada görülen
sporadic
bulut üzerinde görülen renkli halka
anthelion
esrarın etkisiyle görülen hayal
pipe dream
gece görülen hayalet
night vision
nadir görülen tümörler
(Tıp) rarely seen tumours
rüyada görülen yakışıklı erkek
sheik
rüyada görülen yakışıklı erkek
sheikh
sadece yelkenleri görülen
hull down
sık görülen
endemic
öğrenim görülen okul
alma mater
Deutsch - Türkisch

Definition von görülen im Deutsch Türkisch wörterbuch

Gör
yumurcak, afacan (kiz)
Gör
(-e/) n l. kücük cocuk
Schwedisch - Türkisch

Definition von görülen im Schwedisch Türkisch wörterbuch

Gör
hazırlayın
Gör
olun
Gör
yapın
Gör
yapık
gör
yapıyor
gör
kılan