I look forward to meeting you again soon.
- Ben kısa sürede seninle tekrar görüşmek için sabırsızlanıyorum.
That's the reason why I couldn't attend the meeting.
- Niçin görüşmeye katılamadığımın sebebi bu.
Tom had a job interview this morning.
- Tom'un bu sabah bir iş görüşmesi vardı.
I have a job interview at two o'clock tomorrow afternoon.
- Yarın öğleden sonra ikide bir iş görüşmem var.
I'd just like to have a quick conversation with Tom before we leave.
- Ben sadece biz gitmeden önce Tom'la hızlı bir görüşme yapmak istiyorum.
Fadil overheard both sides of the phone conversation.
- Fadıl her iki tarafın da telefon görüşmesine kulak misafiri oldu.
Peace talks will begin next week.
- Barış görüşmeleri gelecek hafta başlayacak.
There is an urgent need for peace talks.
- Barış görüşmelerine acil bir ihtiyaç var.
The negotiation ended in failure.
- Görüşme başarısızlıkla sonuçlandı.
We continued negotiations with the company.
- Şirket ile görüşmelere devam ettik.
When will the debate take place?
- Görüşme ne zaman gerçekleşecek?
The debate will happen tonight.
- Görüşme bu gece olacak.
Your suggestion seems irrelevant to our discussion here.
- Öneriniz bizim buradaki görüşmemizle alakasız gibi görünüyor.
I didn't want to interrupt the discussion.
- Görüşmeye ara vermek istemedim.
The deliberations took three day.
- Görüşmeler üç gün sürdü.
Deliberations will continue Monday.
- Görüşmeler pazartesi günü devam edecek.
Tom is willing to negotiate.
- Tom görüşmek için istekli.
We want to negotiate.
- Biz görüşmek istiyoruz.
I'd like to interview Tom.
- Tom'la görüşmek istiyorum.
I'd like to interview him.
- Onunla görüşmek istiyorum.
Tom wants to discuss the problem with Mary.
- Tom Mary ile sorunu görüşmek istiyor.
It's necessary to discuss the problem without delay.
- Gecikmeden sorunu görüşmek gereklidir.
I look forward to meeting you again soon.
- Ben kısa sürede seninle tekrar görüşmek için sabırsızlanıyorum.
I went there to meet him.
- Onunla görüşmek için oraya gittim.
I don't wish to meet with him again.
- Onunla tekrar görüşmek istemiyorum.
Tom wants to meet with me.
- Tom benimle görüşmek istiyor.
How are the negotiations going?
- Görüşmeler nasıl gidiyor?
The negotiations failed.
- Görüşmeler sonuçsuz kaldı.
You have to be up-front and candid at interviews.
- Görüşmelerde dürüst ve samimi olmak zorundasın.
I want to see your mother.
- Annenle görüşmek istiyorum.
Hope to see you again next year.
- Gelecek yıl tekrar görüşmek ümidiyle.
We want to talk to you.
- Biz seninle görüşmek istiyoruz.
Problem, Tom'un müzakereye tamamen isteksiz olması.
- Sorun, Tom'un görüşmeye tamamen gönülsüz olması.