gör

listen to the pronunciation of gör
Deutsch - Türkisch
yumurcak, afacan (kiz)
(-e/) n l. kücük cocuk
Deutsch - Englisch
brat
kid
tiddler
little shit
wretch
Türkisch - Englisch
saw

I saw my Twitter account suspended after a while. - Bir müddet sonra Twitter hesabımın askıya alındığını gördüm.

They saw a strange animal there. - Onlar orada garip bir hayvan gördü.

{f} sighted
{f} seeing

I'm looking forward to seeing you this April. - Bu nisanda seni görmeye can atıyorum.

The boy, upon seeing a butterfly, proceeded to run after it, provoking the anger of his mother, who had ordered him to stay quiet while she gossiped with the lady next door. - Çocuk kelebeği gördüğünde, onu kovalamaya girişti, bitişikteki bayanla sohbet ederken ona sessiz kalmasını söyleyen annesini kızdırdı.

see

I want to see you before you go. - Sen gitmeden önce seni görmek istiyorum.

Mary decided never to see him any more. - Mary artık onu asla görmemeye karar verdi.

{f} seen

I had never seen a panda until I went to China. - Çin'e gidene kadar hiç panda görmemiştim.

I've never seen such a wonderful sunset. - Böyle harika bir günbatımı hiç görmemiştim.

{f} view

Their view of life may appear strange. - Onları hayat görüşü acayip görünebilir.

The view of the Earth from the Moon is one of the iconic images of the 20th century. - Dünya'nın Ay'dan görüntüsü, 20. yüzyılın ikonik resimlerinden birisidir.

catch sight of

He happened to catch sight of a rare butterfly. - Tesadüfen nadir bir kelebeği gördü.

{f} sight

She stood astonished at the sight. - Görünüşte şaşırmış gibi duruyordu.

I was much frightened at the sight. - Ben görünce çok korktum.

{f} viewing

Image Viewer is an image viewing software. This software is a very small program. This software has basic functions only. This is translatable by Tatoeba Project users. - Image Viewer bir resim görüntüleme yazılımıdır. Bu yazılım çok küçük bir programdır. Bu yazılımda sadece basit fonksiyonlar var. Bu, Tatoeba Project kullanıcıları tarafından çevrilebilir.

sen de gör
(and) the same to you!
adet gör
(Tıp) menstruating
bekle de gör
wait and find out
bekle de gör
wait and see
bekle ve gör
wait and see
bekle ve gör politikası
(Hukuk) wait and see policy
bereketini gör. May it
(i.e. the money paid to the merchant) benefit you! (said by a customer as a reply to the formula, Bereket versin! said by a merchant)
kendi işini kendin gör
do it yourself or go without
ölümü gör!
(Konuşma Dili) I'll just die./It'll just kill me (if you don't do as I beg you to)
Schwedisch - Deutsch
macht
leistet
Türkisch - Deutsch

Definition von gör im Türkisch Deutsch wörterbuch

gel gör ki
schauen
hor gör
Verachtung
gör
Favoriten