gönderme

listen to the pronunciation of gönderme
Türkisch - Englisch
sending

Instead of sending somebody on your behalf, you had better go and speak in person. - Senin adına birini göndermek yerine, sen gitsen ve şahsen konuşsan daha iyi olur.

Sending year-end gifts is one of the customs peculiar to Japan. - Yıl sonu hediyeleri gönderme Japonya'ya özgü geleneklerden biridir.

reference, direction to some source of information
conveyance
transmitting
(Hukuk) transmission
sending, transmission; dispatch; reference
reference

He made reference to the previous director. - O bir önceki yönetmene gönderme yaptı.

forwarding
sending, dispatching, transmittal
consignment
shipping
sending off
delivery
(Bilgisayar) do not send
send

It is a silly practice for non-Christians to send chocolates on St. Valentine's Day. - Sevgililer Günü'nde çikolata göndermek, Hristiyan olmayanlar için aptalca bir başlangıç.

Don't forget to send the letter. - Mektubu göndermeyi unutma.

(Ticaret) freight
(Askeri) transmit
routing
dismissal
submission
rendering
remittance
despatch
transportation
cross reference
dispatch
allusion

The film is full of allusions to Hitchcock.

(Nükleer Bilimler) shipment
göndermek
dispatch
göndermek
send

It is a silly practice for non-Christians to send chocolates on St. Valentine's Day. - Sevgililer Günü'nde çikolata göndermek, Hristiyan olmayanlar için aptalca bir başlangıç.

I want to send a parcel to Japan. - Japonya'ya bir koli göndermek istiyorum.

gönderme belgesi
freight bill
gönderme belgesi
waybill, consignment list
gönderme belgesi
despatch note
gönderme belgesi
dispatch note
gönderme hızı
transmission speed
gönderme sonu
end of transmission
gönderme yapmak
to refer to
gönderme yapmak
give chapter and verse
gönderme yapmak
to make a reference to (some source of information)
görüntü bölgesi kod (NYX) gönderme işlemi
(Askeri) display area code (NYX) routing
bir iş için gönderme
errand
gönder
{f} relay
gönder
(Bilgisayar) submit

Thank you for submitting your work to this journal. - Çalışmanızı bu dergiye gönderdiğiniz için teşekkürler.

The teacher submitted a request for more funds. - Öğretmen daha fazla para için talep gönderdi.

gönder
{f} forward

Please forward the document to the administrative office for review. - Lütfen incelemesi için belgeyi idari ofise gönderin.

I forwarded the schedule you sent me to Tom. - Bana gönderdiğin programı Tom'a gönderdim.

gönder
flagpole
göndermek
to send; to transmit; to consign; to dispatch; to forward; to refer; to see (sb) off
göndermek
{f} freight
form gönderme
(Bilgisayar) form submission
gönder
(Bilgisayar) sent to

Roger Miller entered the United States Army at the age of seventeen. He was sent to an army base near Atlanta, Georgia. - Roger Miller Amerikan Birleşik Devletleri Ordusu'na on yedi yaşında katıldı. Atlanta, Georgia'ya yakın bir üsse gönderildi.

The record was sent to the ministry. - Dosya bakanlığa gönderildi.

gönder
(Bilgisayar) export
gönder
{f} shipping

The soldiers are shipping off tomorrow. - Yarın askerler gönderiliyor.

We offer free shipping. - Biz ücretsiz gönderim sunuyoruz.

gönder
(Bilgisayar) send to

I had to send Tom home. - Tom'u eve göndermek zorundaydım.

We need to remember to send Tom a birthday card. - Tom'a bir doğum günü kartı göndermeyi unutmamalıyız.

göndermek
dispatched
göndermek
turn out
göndermek
flash
göndermek
refer to
göndermek
deliver
göndermek
discharge
göndermek
dismiss
göndermek
send in
göndermek
get off
göndermek
see somebody off
göndermek
transmit
göndermek
relay
göndermek
return
göndermek
submit
göndermek
forward to
göndermek
pack off
göndermek
(Bilgisayar) export
göndermek
transmit on
temsilci gönderme
legation
gönder
send out

The captain decided to send out a scout. - Kaptan bir keşif gemisi göndermeye karar verdi.

gönder
send

I'm sending her to California. - Onu Kaliforniya'ya gönderiyorum.

I'd like to send these to Japan. - Bunları Japonya'ya göndermek istiyorum.

gönder
mast
gönder
{f} routing
gönder
transmit on
gönder
send away
gönder
pack off
gönder
sent away
gönder
{f} forwarded

I forwarded the schedule you sent me to Tom. - Bana gönderdiğin programı Tom'a gönderdim.

I forwarded the message I got from Tom to Mary. - Tom'dan aldığım mesajı Mary'ye gönderdim.

gönder
{f} route
gönder
{f} routed
gönder
relegate
gönder
{f} sent

He was sent to jail for murder. - O, cinayet nedeniyle hapse gönderildi.

The United Nations sent peacekeepers to Bosnia. - Birleşmiş Milletler Bosna'ya arabulucular gönderdi.

gönder
{f} forwarding
gönder
forward to

Sophie had been looking forward to getting another letter from the unknown sender. - Sophie bilinmeyen göndericiden bir mektup daha almayı dört gözle bekliyordu.

gönder
{f} sending

Instead of sending somebody on your behalf, you had better go and speak in person. - Senin adına birini göndermek yerine, sen gitsen ve şahsen konuşsan daha iyi olur.

Sending year-end gifts is one of the customs peculiar to Japan. - Yıl sonu hediyeleri gönderme Japonya'ya özgü geleneklerden biridir.

göndermek
emit
göndermek
move on
göndermek
ship
göndermek
forward
göndermek
send out
göndermek
refer

Her doctor wants to refer her to a specialist. - Doktoru, onu bir uzmana göndermek istiyor.

gönder
consign
gönder
sent out

I sent out the payment a couple of days ago. - Ödemeyi birkaç gün önce gönderdim.

He sent out the parcel the day before yesterday. - O, koliyi evvelsi gün gönderdi.

gönderme yapmak
refer to
göndermek
get sth off
Dijital Geniş Bant Veri Gönderme Sistemi
(Askeri) Digital Wideband Transmission System
Dijital Video Görüntü Gönderme Sistemi
(Askeri) Digital Video Imagery Transmission System
basılı malzeme gönderme posta ücreti ne kadar
What's the postage on printed matter
bir pasaja yapılan gönderme
chapter and verse
bire bir gönderme
one-to-one relation
bunu ekspres posta ile gönderme ücreti ne kadar
How much does it cost to send this by express
bunu havayolu ile gönderme ücreti ne kadar
How much does it cost to send this by airmail
bunu özel gönderim ile gönderme ücreti ne kadar
How much does it cost to send this by special delivery
düğümsel olmayan görüntü gönderme
(Askeri) display non-nodal routing
elektronik gönderme
(Askeri) electronic transmission
erken simge gönderme
(Bilgisayar) early token release
eğitim için aktif görev; sayısal gönderme grubu tahsisi; otomatik sayısal test a
(Askeri) active duty for training; assign digital transmission group; automatic digital tester
eşzamanlı gönderme
synchronous transmission
gemi ile gönderme
shipment
geriye gönderme
(Hukuk) remission
gönder
flagstaff
gönder
flagstick
gönder
flagpole, flagstaff
gönder
pole, staff; flagpole, mast; goad
gönder
shaft
gönder
pole

The children sent their Christmas lists to the North Pole with the hope that Santa would read them. - Çocuklar Noel listelerini, Noel Baba okur umuduyla Kuzey Kutbu'na gönderdi.

gönder
oxgoad
gönder
staff
gönder
sent#out
gönder
sentaway
gönder
sendout
gönder
packoff
gönder
sent#away
gönder
sendaway
gönder
{f} dispatch

Your order has been dispatched. - Siparişiniz gönderildi.

About thirty firefighters were dispatched. - Yaklaşık otuz itfaiyeci gönderildi.

gönder
sentout
göndermek
to send, dispatch, transmit
göndermek
order away
göndermek
consign
göndermek
to see (someone) off
göndermek
conjure away
göndermek
relegate
göndermek
route
göndermek
send away
göndermek
remit
göndermek
send forth
göndermek
bundle off
göndermek
expedite
göndermek
address

Mummy, what is Santa Claus's address? I want to send him a letter. - Anne, Noel Babanın adresi nedir? Ona bir mektup göndermek istiyorum.

göndermek
send off
göndermek
ship off
göndermek
to send off
göndermek
(Hukuk) forward, expedite, refer
havayolu ile gönderilen mektup gönderme posta ücreti ne kadar
What's the postage on an airmail letter
ikili gönderme
duplex transmission
istek ve gönderme müddeti
(Askeri) order and shipping time
gönderme
cross-reference
karayolu ile gönderme
(Ticaret) conveyance by land
kart gönderme posta ücreti ne kadar
What's the postage on a postcard
kesintisiz gönderme yapan hat
(Askeri) pulse link repeater
koli gönderme posta ücreti ne kadar
What's the postage on a package
mal gönderme
consignment
mektup gönderme
sending letter
mektup gönderme posta ücreti ne kadar
What's the postage on a letter
merkezi kabul ve gönderme noktası
(Askeri) centralized receiving and shipping point
muhabere gönderme tanıtıcısı
(Askeri) communications transmission identifier
nakliye şirketi ile gönderme
expressage
nakliye şirketi ile gönderme
express delivery
numune gönderme
sample shipping
paket gönderme
packet transmission
para gönderme
remittance
paralel gönderme
parallel transmission
sadece gönderme için kriptolanmış
(Askeri) encrypt for transmission only
seri gönderme
serial transmission
seçenek yoldan gönderme
(Bilgisayar,Teknik) alternate routing
seçmek üzere gönderme
consignment on approval
su yolu ile gönderme
(Ticaret) conveyance by water
sürgüne gönderme
deportation
taahhütlü gönderme
recorded delivery
tektik telsiz komünikasyonu; ileti gönderme kodu
(Askeri) tactical radio communication; transmission release code
tekyönlü gönderme
simplex transmission
telsiz gönderme kontrolü
(Askeri) radio transmission control
uydu gönderme hattı
(Askeri) up link
vatanına gönderme
repatriation
özel ulakla gönderme
express delivery
Türkisch - Türkisch
Göndermek işi, irsal
Atıf yapmak işi
Bir madde başını işlerken, ilgisi dolayısıyla başka bir madde başına yollama
Sözlükçülükte bir madde başını işlerken, ilgisi dolayısıyla başka bir madde başına yollama
Atıf yapma işi
(Osmanlı Dönemi) İZHAB
(Hukuk) İRSAL
gönderme belgesi
Bir yere gönderilen eşyanın listesi, irsaliye
GÖNDER
(Hukuk) Bayrak çekilen direk
GÖNDER
(Osmanlı Dönemi) Ucuna birşey takılan uzun sopa veya sırık. Kullanış şekline göre isim alır: Bayrak, sancak gönderi
GÖNDER
(Osmanlı Dönemi) Sancak çekmek için geminin kı
GÖNDER
(Osmanlı Dönemi) Çift sürerken öküzleri dürtmekte kullanılan ucu iğneli uzun sopa
GÖNDER
(Osmanlı Dönemi) Tar: Seferde ordunun ve ileri gelen vezir ve diğer devlet ricalinin atlarına bakmak ve sair zamanlarda ise has ahır ve çayır hizmetlerinde kullanılmak üzere gayr-ı müslimlerden ve hasseten Bulgarlardan tertip edilmiş bir sınıf olan voynukların her mıntıkada iki, üçü ve dördü hakkında kullanılır bir tâbirdir
Göndermek
yollamak
Göndermek
(Hukuk) İRSAL ETMEK
gönder
Üvendire
gönder
Kayık ve yelkenli gemilere yön vermeye yarayan, ucunda metal olan ağaç sopa
gönder
ince düz ve uzunca olarak çekilmiş çubuklar
göndermek
Bir yere doğru yola çıkarmak, yollamak, ulaşmasını, gitmesini sağlamak, irsal etmek: "Hepimizi esir edip Malta'ya gönderecekleri ağızlarda dolaşıyordu."- H. E. Adıvar
göndermek
Yetki vererek gitmesini sağlamak
göndermek
Yolcu etmek
göndermek
Bir yere doğru yola çıkarmak, yollamak, ulaşmasını, gitmesini sağlamak, irsal etmek
göndermek
Bir kaynaktan çıkıp gelmek, ulaşmak
gönderme
Favoriten