gönderici

listen to the pronunciation of gönderici
Türkisch - Englisch
consignor
shipper
remitter
consigner
sender

Sophie had been looking forward to getting another letter from the unknown sender. - Sophie bilinmeyen göndericiden bir mektup daha almayı dört gözle bekliyordu.

transmitter
gönder
{f} relay
gönder
(Bilgisayar) submit

From now on, I'll only submit sensible sentences to Tatoeba. - Tatoeba'ya şu andan itibaren yalnızca mantıklı cümleler göndereceğim.

Thank you for submitting your work to this journal. - Çalışmanızı bu dergiye gönderdiğiniz için teşekkürler.

gönder
{f} forward

I forwarded the schedule you sent me to Tom. - Bana gönderdiğin programı Tom'a gönderdim.

Sophie had been looking forward to getting another letter from the unknown sender. - Sophie bilinmeyen bir gönderenden gelen bir başka mektup almak için can atıyordu.

gönder
flagpole
gönder
(Bilgisayar) sent to

The boss sent Tom to Boston on business. - Patron Tom'u iş için Boston'a gönderdi.

If you sign up to Facebook, your information will be sent to intelligence agencies. - Facebook'a üye olursanız, bilgileriniz istihbarat örgütlerine gönderilecektir.

gönder
(Bilgisayar) export
gönder
{f} shipping

The soldiers are shipping off tomorrow. - Yarın askerler gönderiliyor.

We offer free shipping. - Biz ücretsiz gönderim sunuyoruz.

gönder
(Bilgisayar) send to

Which book did you pick out to send to Anne? - Anne'ye göndermek için hangi kitabı seçtin?

We need to remember to send Tom a birthday card. - Tom'a bir doğum günü kartı göndermeyi unutmamalıyız.

gönder
send out

The captain decided to send out a scout. - Kaptan bir keşif gemisi göndermeye karar verdi.

gönder
send

I'd like to send these to Japan. - Bunları Japonya'ya göndermek istiyorum.

If I could send you a marshmallow, Trang, I would. - Eğer sana marshmallow gönderebilseydim, Trang, yapabilecektim.

gönder
mast
gönder
{f} routing
gönder
transmit on
gönder
send away
gönder
pack off
gönder
sent away
gönder
{f} forwarded

I forwarded the message I got from Tom to Mary. - Tom'dan aldığım mesajı Mary'ye gönderdim.

I forwarded the schedule you sent me to Tom. - Bana gönderdiğin programı Tom'a gönderdim.

gönder
{f} route
gönder
{f} routed
gönder
relegate
gönder
{f} sent

He was sent to jail for murder. - O, cinayet nedeniyle hapse gönderildi.

If you sign up to Facebook, your information will be sent to intelligence agencies. - Facebook'a üye olursanız, bilgileriniz istihbarat örgütlerine gönderilecektir.

gönder
{f} forwarding
gönder
forward to

Sophie had been looking forward to getting another letter from the unknown sender. - Sophie bilinmeyen göndericiden bir mektup daha almayı dört gözle bekliyordu.

gönder
{f} sending

I'm sending her to California. - Onu Kaliforniya'ya gönderiyorum.

Sending year-end gifts is one of the customs peculiar to Japan. - Yıl sonu hediyeleri gönderme Japonya'ya özgü geleneklerden biridir.

gönder
consign
gönder
sent out

He sent out the parcel the day before yesterday. - O, koliyi evvelsi gün gönderdi.

I sent out the payment a couple of days ago. - Ödemeyi birkaç gün önce gönderdim.

gönder
flagstaff
gönder
flagstick
gönder
flagpole, flagstaff
gönder
pole, staff; flagpole, mast; goad
gönder
shaft
gönder
pole

The children sent their Christmas lists to the North Pole with the hope that Santa would read them. - Çocuklar Noel listelerini, Noel Baba okur umuduyla Kuzey Kutbu'na gönderdi.

gönder
oxgoad
gönder
staff
gönder
sent#out
gönder
sentaway
gönder
sendout
gönder
packoff
gönder
sent#away
gönder
sendaway
gönder
{f} dispatch

About thirty firefighters were dispatched. - Yaklaşık otuz itfaiyeci gönderildi.

Your order has been dispatched. - Siparişiniz gönderildi.

gönder
sentout
uzaktan görüntü alıcı-gönderici
(Askeri) remote imagery transceiver
çift yönlü telgraf gönderici alet
quadruplex
Türkisch - Türkisch
Posta ile paket, telgraf, mektup vb. gönderen kimse
GÖNDER
(Hukuk) Bayrak çekilen direk
GÖNDER
(Osmanlı Dönemi) Ucuna birşey takılan uzun sopa veya sırık. Kullanış şekline göre isim alır: Bayrak, sancak gönderi
GÖNDER
(Osmanlı Dönemi) Sancak çekmek için geminin kı
GÖNDER
(Osmanlı Dönemi) Çift sürerken öküzleri dürtmekte kullanılan ucu iğneli uzun sopa
GÖNDER
(Osmanlı Dönemi) Tar: Seferde ordunun ve ileri gelen vezir ve diğer devlet ricalinin atlarına bakmak ve sair zamanlarda ise has ahır ve çayır hizmetlerinde kullanılmak üzere gayr-ı müslimlerden ve hasseten Bulgarlardan tertip edilmiş bir sınıf olan voynukların her mıntıkada iki, üçü ve dördü hakkında kullanılır bir tâbirdir
gönder
Üvendire
gönder
Kayık ve yelkenli gemilere yön vermeye yarayan, ucunda metal olan ağaç sopa
gönder
ince düz ve uzunca olarak çekilmiş çubuklar
gönderici
Favoriten