What a strange message! There is no sender and no recipients either.
- Ne garip bir mesaj! Herhangi bir gönderen veya alıcı da yok.
Sophie had been looking forward to getting another letter from the unknown sender.
- Sophie bilinmeyen bir gönderenden gelen bir başka mektup almak için can atıyordu.
Sophie had been looking forward to getting another letter from the unknown sender.
- Sophie bilinmeyen bir gönderenden gelen bir başka mektup almak için can atıyordu.
From now on, I'll only submit sensible sentences to Tatoeba.
- Tatoeba'ya şu andan itibaren yalnızca mantıklı cümleler göndereceğim.
Your order has been submitted.
- Siparişiniz gönderildi.
I forwarded the schedule you sent me to Tom.
- Bana gönderdiğin programı Tom'a gönderdim.
Please forward the document to the administrative office for review.
- Lütfen incelemesi için belgeyi idari ofise gönderin.
If you sign up to Facebook, your information will be sent to intelligence agencies.
- Facebook'a üye olursanız, bilgileriniz istihbarat örgütlerine gönderilecektir.
Roger Miller entered the United States Army at the age of seventeen. He was sent to an army base near Atlanta, Georgia.
- Roger Miller Amerikan Birleşik Devletleri Ordusu'na on yedi yaşında katıldı. Atlanta, Georgia'ya yakın bir üsse gönderildi.
The soldiers are shipping off tomorrow.
- Yarın askerler gönderiliyor.
We offer free shipping.
- Biz ücretsiz gönderim sunuyoruz.
I didn't send Tom any wine.
- Tom'a hiç şarap göndermedim.
We need to remember to send Tom a birthday card.
- Tom'a bir doğum günü kartı göndermeyi unutmamalıyız.
The captain decided to send out a scout.
- Kaptan bir keşif gemisi göndermeye karar verdi.
It is a silly practice for non-Christians to send chocolates on St. Valentine's Day.
- Sevgililer Günü'nde çikolata göndermek, Hristiyan olmayanlar için aptalca bir başlangıç.
I'd like to send these to Japan.
- Bunları Japonya'ya göndermek istiyorum.
I forwarded the message I got from Tom to Mary.
- Tom'dan aldığım mesajı Mary'ye gönderdim.
I forwarded the schedule you sent me to Tom.
- Bana gönderdiğin programı Tom'a gönderdim.
The United Nations sent peacekeepers to Bosnia.
- Birleşmiş Milletler Bosna'ya arabulucular gönderdi.
He was sent to jail for murder.
- O, cinayet nedeniyle hapse gönderildi.
Sophie had been looking forward to getting another letter from the unknown sender.
- Sophie bilinmeyen göndericiden bir mektup daha almayı dört gözle bekliyordu.
Sending year-end gifts is one of the customs peculiar to Japan.
- Yıl sonu hediyeleri gönderme Japonya'ya özgü geleneklerden biridir.
I'm sending her to California.
- Onu Kaliforniya'ya gönderiyorum.
The princess was sent out to the lake to be fed to the dragon.
- Prenses, ejderhanın beslenmesi için göle gönderildi.
He sent out the parcel the day before yesterday.
- O, koliyi evvelsi gün gönderdi.
The children sent their Christmas lists to the North Pole with the hope that Santa would read them.
- Çocuklar Noel listelerini, Noel Baba okur umuduyla Kuzey Kutbu'na gönderdi.
Your order has been dispatched.
- Siparişiniz gönderildi.
About thirty firefighters were dispatched.
- Yaklaşık otuz itfaiyeci gönderildi.