gönülsüzce

listen to the pronunciation of gönülsüzce
Türkisch - Englisch
reluctantly

Tom reluctantly went by himself. - Tom gönülsüzce kendi başına gitti.

Sami reluctantly gave the OK to end the marriage. - Sami evliliği sona erdirmek için gönülsüzce onay verdi.

half-heartedly
grudgingly
unwillingly
halfheartedly

Tom smiled halfheartedly. - Tom gönülsüzce gülümsedi.

willy nilly
needlessly
under protest
Türkisch - Türkisch
İsteksiz bir biçimde istemeyerek
İsteksiz bir biçimde istemeyerek: "Dizginleri tartıyor, kamçısı ile gönülsüzce vuruyor."- M. Ş. Esendal
gönülsüzce
Favoriten