The institution advertised on TV for volunteers.
- Kurum gönüllüler için televizyonda ilan verdi.
There were no volunteers for the job.
- İş için gönüllüler yoktu.
That organization depends on voluntary contributions.
- Bu organizasyon gönüllü katkılara bağlıdır.
ENERGY STAR is a U.S. Environmental Protection Agency (EPA) voluntary program that helps businesses and individuals save money and protect our climate through superior energy efficiency.
- ENERGY STAR, işletmelerin ve bireylerin tasarruf yapmasına ve üstün enerji verimliliği ile iklimimizi korumasına yardımcı olan bir ABD Çevre Koruma Ajansı gönüllü programıdır.
She devoted herself to the volunteer activity.
- O, gönüllü faaliyetine kendini adamış.
She is working as a volunteer interpreter at the international conference.
- Uluslararası Konferansta gönüllü bir çevirmen olarak çalışıyor.
The coalition of the willing.
- Gönüllüler koalisyonu.
She is willing to do anything for me.
- Benim için herhangi bir şeyi yapmaya gönüllü.
Are you here voluntarily?
- Gönüllü olarak mı buradasın?
He voluntarily helped his mum clean.
- O, gönüllü olarak annesinin temizlik yapmasına yardımcı oldu.