gölete

listen to the pronunciation of gölete
Türkisch - Englisch
ponds to
gölet
pond

There's almost no water left in the pond. - Gölette neredeyse hiç su yok.

She would have fallen into the pond if he had not caught her by the arm. - Eğer onu kolundan yakalamasaydı, göletin içine düşmüş olacaktı.

gölet
{i} pool
gölet
small lake; pond; puddle
gölet
stone tank for soaking hides
gölet
slough
gölet
prov
gölet
small lake, pond
gölet
puddle
gölet
weir, small dam
gölet
water

There's almost no water left in the pond. - Gölette neredeyse hiç su yok.

There is little water in the pond. - Gölette çok az su var.

Türkisch - Türkisch

Definition von gölete im Türkisch Türkisch wörterbuch

gölet
Küçük su birikintisi, gölcük
gölet
Birikinti suların sulamak amacıyla genellikle bir set ardında toplandığı küçük göl
gölet
Gölek
gölet
İçinde ham deri ıslatılan taş havuz
gölete
Favoriten