Judging from the sky, it will rain soon.
- Gökyüzüne bakılırsa yakında yağmur yağacak.
Seen from the sky, the island was very beautiful.
- Gökyüzünden görüldüğünde,ada çok güzeldi.
To give names to celestial objects, astronomers use Latin.
- Astronomlar gök nesnelere isim vermek için Latince kullanır.
Tom doesn't know what a star is and what a celestial body is.
- Tom, bir yıldızın ne olduğunu ve bir gök cisminin ne olduğunu bilmiyor.
Suddenly the heavens opened.
- Aniden gökler açıldı.
Do not fear the heavens and the earth, but be afraid of hearing a person from Wenzhou speak in their local tongue.
- Göklerden ve yerden korkmayın fakat Wenzhou'lu bir kişinin kendi dilini konuştuğunu duymaktan korkun.
What impressed me was the blue sky.
- Beni etkileyen şey mavi gökyüzüdür.
The bluebird carries the sky on his back.
- Mavi kuş gökyüzünü sırtında taşır.
May the firmament not fall upon him.
- Gökkubbe onun üzerine düşmesin.
Do not fear the heavens and the earth, but be afraid of hearing a person from Wenzhou speak in their local tongue.
- Göklerden ve yerden korkmayın fakat Wenzhou'lu bir kişinin kendi dilini konuştuğunu duymaktan korkun.
There are countless heavenly bodies in space.
- Uzayda sayısız gök cisimleri var.