Hanson is wrong when he states international economic developments led to great migrations of labour in the seventeenth century.
- Hanson, uluslararası ekonomik gelişmelerin 17. yüzyılda büyük emek göçlerine yol açtığını söylediğinde hatalıdır.
Africa is a continent of migration.
- Afrika bir göç kıtasıdır.
They demanded an end to the flood of immigration.
- Onlar göçmen seli için bir son talep ettiler.
America’s immigration system is broken.
- Amerika'nın göçmenlik sistemi bozuldu.
Portugal is a country of emigration.
- Portekiz göç veren bir ülkedir.
Many migratory birds come to this pond every year in winter.
- Her yıl kış aylarında birçok göçmen kuş bu gölete gelir.
The swift is a small migratory bird of the family Apodidae.
- Ebabil Apodidae ailesinin küçük bir göçmen kuşudur.
It's not easy to prevent white flight from cities.
- Şehirlerden beyaz göçü önlemek kolay değildir.
Tom emigrated to Australia in 2013.
- Tom 2013 yılında Avustralya'ya göç etti.
They are going to emigrate to America.
- Amerika'ya göç edecekler.
The rural exodus depopulated entire villages in this region of Germany.
- Kırsal göçü Almanya'nın bu bölgesindeki bütün köylerin nüfusunu azalttı.
Swallows migrate to a warm climate.
- Kırlangıçlar sıcak iklime göç ederler.
These birds migrate to North Africa in the winter.
- Bu kuşlar kışın Kuzey Afrika'ya göç ederler.
I was born and raised in Lojbanistan, so my native language has been Lojban, but I immigrated with my family to Blueberryland, so my adopted language has been Interlingua.
- Ben Lojbanistan'da doğup büyüdüm bu nedenle benim ana dilim Lojban oldu ama ben ailemle birlikte Blueberryland'e göç ettim, bu yüzden benim benimsediğim dil İnterlingua oldu.
Tom immigrated to Australia when he was thirty.
- Tom otuz yaşındayken Avustralya'ya göç etti.