Tom çok telaşlı değildir.
- Tom isn't very fussy.
Oldukça telaşlısın, değil mi?
- You're quite fussy, aren't you?
Titiz bir hakem maçı bozabilir.
- A fussy referee can ruin a bout.
Tom'un titiz bir yiyici olduğundan oldukça eminim.
- I'm pretty sure Tom is a fussy eater.
Tom yedikleri hakkında çok titizdir.
- Tom is very fussy about what he eats.
Sen çok titiz bir yiyensin.
- You're a very fussy eater.
Tom son derece telaşlıdır.
- Tom is extremely fussy.
Tom telaşlı bir bebekti.
- Tom was a fussy baby.
Tom zor beğenen bir yiyici.
- Tom is a fussy eater.
O, zor beğenen bir yiyicidir.
- He is a very fussy eater.