Gözleri yaşlılık nedeniyle çalışmayı durdurdu.
- His eyes stopped functioning due to old age.
Makine çalışmayı durdurdu.
- The machine has stopped functioning.
Ortak çıkarları için birlikte çalışmaktaydılar.
- They had been working together for common interests.
Teklifimle ilgili patronumun yaptığı ağır eleştiriden sonra, burada çalışmayı ne kadar süre sürdürmek istediğimden emin değilim.
- After the hatchet job my boss did on my proposal, I'm not sure how long I want to keep on working here.
Beynin fonksiyonu hakkında çalışıyorlar.
- They study about the function of the brain.
Hafıza, beynimizin önemli bir fonksiyonudur.
- Memory is an essential function of our brain.
Bu tablo ozon tabakasının işlevini gösteriyor.
- This chart illustrates the function of ozone layer.
Bellek beynimizin önemli bir işlevidir.
- Memory is an essential function of our brain.
Böyle görev yapamayız.
- We can't function like this.
Sanırım her şey işlevsel.
- I think everything is functional.
Bellek beynimizin önemli bir işlevidir.
- Memory is an essential function of our brain.
Makineleri çalıştırmaya devam etmeliyiz.
- We have to keep the machines working.
Paranın bir hükmü kalmadığında sistemin tüm işleyişi durur.
- When money ceases to have value, the entire system stops working.
Dokuz-beş işinde çalışmaktan bıktım.
- I'm tired of working a nine-to-five job.
Sen her ne zaman hazır olursan, ben işe başlamaya hazırım.
- I'm ready to start working whenever you are.
Cuma akşamları, deniz aşırı ülkelerde eşleriyle birlikte çalışan bir grubumuz Chuck's Bar and Grill'de buluşurlar.
- On Friday evenings, a group of us with spouses working overseas meet at Chuck's Bar and Grill.
Freddy geçen ay mezarlıkta vardiyalı olarak çalışıyordu, bu yüzden normal saatlerde çalışan arkadaşlarından herhangi birini göremiyordu.
- Freddy's been working the graveyard shift the past month, so he hasn't been able to see any of his friends who work normal hours.
İşletme mastırımı bitirme üzerinde çalışıyorum.
- I'm working on finishing my MBA.
Şunu halletmek üzerine çalışıyoruz.
- We're working on getting that done.
Yeterli zamanım olduğundan emin olmak için deli gibi çalışıyorum.
- I'm working like crazy to make sure I have enough time.
... MR. ROMNEY: I will make sure we don't hurt the functioning of our ' of our marketplace ...
... come to understand brain functioning better and better. ...