fun activity; amusement, entertainment; competition

listen to the pronunciation of fun activity; amusement, entertainment; competition
Englisch - Türkisch

Definition von fun activity; amusement, entertainment; competition im Englisch Türkisch wörterbuch

game
{i} oyun

Futbol eski bir oyundur. - Soccer is an old game.

Eğer oyun kasetinin metal plaka terminali pis ise oyun konsoluna kaset yerleştirildiğinde oyunun başlaması zor olabilir. - If the metal plate terminal of the game cassette is dirty it may be difficult for the game to start when the cassette is inserted into the game console.

game
{i} oyun, karşılaşma; (bazı oyunlarda) parti
game
{i} eğlenme
game
av eti game bird av kuşu game fish yakala nınca direnen balık game laws av hu kuku game theory matematik hesap ile en isabetli hareket tarzını tespit
game
oyun partisi
game
{i} maç

Televizyondaki futbol maçını izledin mi? - Did you watch the soccer game on television?

TV'de futbol maçı izledik. - We watched the soccer game on TV.

game
{s} yiğit

Alçakgönüllülük olmadan, yiğitlik tehlikeli bir oyundur. - Without humility, courage is a dangerous game.

game
(fiil) kumar oynamak
game
{i} şaka
game
savaş

Bu oyun seni kötü gelincik sürülerine karşı savaştırır. - This game has you battle against hordes of evil stoats.

game
gözü pek
game
yüreklilik
game
gözüpek
game
istekli

Bir sonraki oyunu kazanmaya istekliler. - They are eager to win the next game.

game
dolap
game
harekete hazır
game
(isim) oyun, maç, eğlenme, şaka, dolap, meslek, av hayvanı, av eti
game
{i} av hayvanı, av
game
{s} yiğit, cesur
Englisch - Englisch
{i} game
fun activity; amusement, entertainment; competition
Favoriten