full-figured

listen to the pronunciation of full-figured
Englisch - Türkisch
balık etli
voluptuous
şehvetli/seksi
voluptuous
zevküsefaya düşkün
voluptuous
lüks düşkünü
voluptuous
şehvetli

Şehvetli kadınlardan hoşlanırım. - I like voluptuous women.

Leyla şehvetli bir gence dönüştü. - Layla turned into a voluptuous teenager.

voluptuous
seksi

Onun seksi vücudu beni cezbetti. - Her voluptuous body attracted me.

voluptuous
hissi
voluptuous
{s} seks düşkünü
voluptuous
{s} cinsel istek uyandıran
voluptuous
voluptuouslyşehvetli bir şekilde
voluptuous
{s} çok haz/keyif veren; haz/sefa/keyif dolu. 4
voluptuous
{s} lüks
voluptuous
zevke düşkün
voluptuous
tenperver
voluptuous
{s} bedensel istekleri tatmin eden
voluptuous
zevki seven
voluptuous
voluptuousnessşehvete düşkünlük
voluptuous
duysal
voluptuous
{s} zevk düşkünü
Englisch - Englisch
Fat; plump

I can honestly say that my attitude to my body became markedly better when I accepted that I was fat. . . . Often more offensive terms are used. Full-figured, big-boned, voluptuous, curvaceous, and my least favourite: real woman.

voluptuous