Ben sadece benim toplumsal yükümlülüklerimi yerine getirmek için partiye gittim.
- I only went to the party to fulfill my societal obligations.
Öğretmenim emellerimi yerine getirmek için beni teşvik etti.
- My teacher encouraged me to fulfill my ambitions.
Değişmez bir karar verdikten sonra, o, hayallerini gerçekleştirmek için planlar yapmaya başladı.
- Having made an unwavering decision, he started to make plans to fulfill his dreams.
Sami fantezilerini Leyla ile gerçekleştirmek istiyordu.
- Sami wanted to fulfill his fantasies with Layla.
Uyku ihtiyacını gidermek yerine ihmal edenler, sonrasında ciddi sağlık sorunlarıyla karşılaşacaklardır.
- Those who ignore rather than fulfill their need for sleep will soon encounter serious effects on their health.
Unfortunately, you don't fulfil the criteria for extra grants at the present time.
This job fulfils me in a way my last one never did.