Tom zaman zaman Mary'yi anne babasının evinde ziyaret eder.
- Tom occasionally visited Mary at her parents' house.
O, zaman zaman beni ziyaret etti.
- He occasionally visited me.
Öğretmenler bazen öğrencilerinin stres atmasına izin vermeliler.
- Teachers should occasionally let their students blow off some steam.
Onlar bazen buraya gelir.
- They come here occasionally.
Ara sıra Tom'a rastlarım.
- I run into Tom occasionally.
Şimdi bile, ara sıra seni görmek istediğimi düşünüyorum. Fakat bugünkü seni değil geçmişten hatırladığım seni.
- Even now, I occasionally think I'd like to see you. Not the you that you are today, but the you I remember from the past.
Flames could still be seen from town flaring up occasionally on a hill dotted with emergency vehicles.