from the east; oriental

listen to the pronunciation of from the east; oriental
Englisch - Türkisch

Definition von from the east; oriental im Englisch Türkisch wörterbuch

east
doğu

O tür tapınak bütün Orta Doğuyu, özellikle Mısır'ı etkiledi. - That type of temple influenced all of the Middle East, mainly Egypt.

Annemin doğduğu yer ülkemizin doğusunda bulunmaktadır. - The place where my mother was born is located in the east of our country.

east
şark
east
doğuya doğru

Onlar doğuya doğru seyahat etti. - They travelled eastwards.

Dünya batı'dan doğuya doğru dönüyor. - The Earth is rotating from West to East.

east
(zarf) doğuya doğru
east
doğu halkı veya uygarlığı
east
doğuya

Onun şehirden ayrıldığını ve doğuya taşındığını duydum. - I heard that he left town and moved east.

Bir nehir şehri doğuya ve batıya ayırır. - A river separates the city into east and west.

east
Hindi çini ve Doğu Hint Adaları
east
doğu ülkeleri

Hava korsanları orta doğu ülkelerindendi. - The hijackers were from Middle Eastern countries.

Akraba kayırma doğu ülkelerinde yaygındır. - Nepotism is widespread in Eastern countries.

east
{s} doğuya doğru olan
east
{s} doğu. z. doğuya doğru, doğuya
east
East Indies Hindistan
east
Uzak Do

Habarovsk, Rus Uzak Doğusu'nun en büyük şehirleri arasındadır. - Khabarovsk is among the largest cities of the Russian Far East.

east
doğu ile ilgili
east
easter doğudan esen rüzgar
east
{s} doğudan esen
east
{s} doğudaki

Berlin duvarı Doğudaki Almanların Batıya kaçmasını engellemek için inşa edilmiştir. - The Berlin wall was built to prevent East Germans from fleeing to the West.

east
(isim) doğudaki bölüm, gündoğusu rüzgârı
Englisch - Englisch
east
from the east; oriental
Favoriten