Tarihi değiştiremeyiz ama ondan öğrenebiliriz.
- We can't change history, but we can learn from it.
Tarihin bize öğrettiği şey insanların ondan bir şey öğrenmemiş olmasıdır.
- What history teaches us is that men have never learned anything from it.
Ondan henüz haberim yok.
- I have had no news from him yet.
Ondan uzak durmanız sizin akıllılığınız.
- It was wise of you to keep away from him.
O bir hile ile parayı ondan aldı.
- He got the money from her by a trick.
Ben ona telefon etmek üzereyken, ondan bir mektup geldi.
- Just when I was about to phone her, a letter arrived from her.
Bundan ne gibi sonuçlar çıkarılabilir?
- What conclusions can be drawn from this?
Bundan kim yararlanıyor?
- Who benefits from this?
Ben haftalardır senden haber almak için can atıyorum.
- I've been looking forward to hearing from you for weeks.
Senden bu kadar iyi bir hediye beklememiştim.
- I didn't expect such a nice present from you.